Kayıtlar

BİR SAVUNMA STRATEJİSİ OLARAK DİJİTALLEŞME

Resim
  COVID 19 pandemisi birkaç istisna haricinde Türkiye’de hemen her sektörden irili ufaklı yüz binlerce şirketi derinden etkiledi.   Pandemi Döneminde Büyük Ölçekli Şirketler Koronavirüs ile ilk tanıştığımız günlerde Türkiye’nin büyük ölçekli şirketlerinin hemen tamamı 2020 yılının bir önceki seneye göre hem Türkiye ekonomisi hem de kendi sektörleri ve şirketleri için zor bir yıl olacağına emindi. Sia Insight’ın Marketing Türkiye için Nisan 2020’de gerçekleştirdiği İş Dünyası Ekonomik Gündem Araştırması bulgularına göre, Türkiye’deki büyük ölçekli şirketlerin üst düzey yöneticilerinin yüzde 92’sine göre Türkiye ekonomisi, yüzde 50’sine göre faaliyet gösterdikleri sektör ve yüzde 48’ine göre de kendi şirketleri 2019 senesine göre bir küçülme yaşayacaktı. Bu şirketlerin yüzde 60’ı yatırımlarının azalacağına, pazarlama ve iletişim bütçelerinin daralacağına inanıyordu. Bugünden geriye dönüp baktığımızda ülkemizdeki büyük ölçekli şirketlerin pandemi karşısında aldıkları ilk...

ETHOS

Resim
  Popüler kültür ve popüler kültür ürünleri bizi bize en iyi anlatan eserler; herkese kolayca ulaşan, herkes tarafından kolayca tüketilebilen. Geçmişimizi, bugünümüzü ve geleceğimizi bugünün şarkılarında, filmlerinde, dizilerinde, kitaplarında, reklamlarında ve fotoğraflarında yakalamak mümkün. Adı üstünde, popüler olanın, gelip geçici olanın üretim alanı. Popülerden kalıcı olana geçebilenler de son derece sınırlı. Popüler kültür bir üretim olduğu kadar aynı zamanda toplumsal anlamda yeniden üretimin de en önemli kalelerinden birisi. Toplumsal değerler, normlar, inançlar, roller, davranış kodları, toplum ile ilintili her şey popüler kültür içinde yeniden üretiliyor, yeniden dolaşıma sokuluyor. Popüler kültür dönüştürücü olduğu ya da dönüşüm için bir platform sunduğu sürece ilerici, hatta zaman zaman devrimci; yeniden üretime hizmet ettiği sürece de muhafazakar. Bugünlerde bizi bizden alan bir popüler kültür ürünü var: Bir Başkadır. Uzun zamandır gündemimizi meşgul eden COVID ...

DEPREM

Resim
  Deprem, en büyük korkumuz ölümle bizi sosyal olarak yüz yüze getiren en derin trajedi kaynaklarından birisi. Kuşkusuz doğal afetlerin hemen tamamı böyle; hepsi bizi toplumca ölüm gerçeği ile yüzleştiriyor. Yine de bizim bu ülkede en çok karşı karşıya kaldığımız afet deprem ve onun hayatımızdaki etki gücü diğer afetlerden daha büyük. Sel, yakın tarihimizde sıklığı ve yıkıcılığı ile depremin hemen arkasından geliyor ve iklim krizi nedeniyle bu gidişle hayatımızda daha da etkili olacak. İzmir depremi hepimizin hayatında derin izler bırakan depremlerden biri olarak hafızamıza kaydedildi. Depremde kaybettiklerimiz, bir mucize eseri hayata geri dönenler artık ortak anılarımızın bir parçası; depremle özdeşleşen apartman isimleri unutulmazlarımız arasına katıldı; Bayraklı sanki hepimizin bir dönem yaşadığı ortak mahallemiz; depremde canlı kurtulan kedilerin, köpeklerin yüzleri hafızamıza nakşedildi; depremzedelerin hayat hikayeleri artık hepimizin hikayesi. 2020 yılında bir çok depre...

KONUŞAN MARKALAR

Resim
  Yakın bir döneme kadar tüm dünyada markaların hemfikir oldukları bir duruş vardı: söz gümüşse, sukut altındır. İşte bu düstur ile markalar ve şirketler sosyal ve siyasi meseleler ile ilgili olarak herhangi bir tutum takınmaz ve konuşmazdı. Markalar başını kuma gömer ve apolitik bir duruş ile mümkün olduğunca geniş bir tüketici kitlesini kucaklamak ve kurulacak ilişkiyi sadece ürün ve hizmet dünyası ile sınırlandırmak isterdi. Ancak, markaların bu duruşu artık değişiyor ve dönüşüyor. Başını kuma gömmüş markalar tüketicilerin tercih listesinden siliniyor. Tüketiciler artık daha talepkar bir tutum sergiliyorlar ve markaların bir amaç sahibi olmalarını bekliyorlar. Amaç sahibi markaları da iki farklı düzlemde değerlendirmek gerektiğine inanıyorum. Markalar ürün ve hizmetleri ile sundukları somut faydayı ve marka vaadini örtük bir amacı hedefleyerek tüketicilerine ulaştırabilirler. Örneğin, bir GSM operatörü sadece kadınları hedefleyen ve kadınların kamusal alanda ya da evde günlü...

VELİAHT 2

Resim
  Bir önceki yazıda iktidar karşısındaki en büyük siyasi parti olan Cumhuriyet Halk Partisi’ne odaklanmış ve kamuoyunun gönlündeki lideri tespit etmeye çalışmıştık. Biraz da iktidar ortağı parti seçmenleri sayesinde Muharrem İnce CHP’nin başında olması gereken siyasetçi gibi görünüyordu; ancak aslında Kemal Kılıçdaroğlu, Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş ile birlikte dört politikacı da birbirine yakın oranlarda partinin lideri olması gereken kişi olarak konumlandırılıyorlardı. Bu dört siyasetçi arasında hiçbiri diğerlerine karşı fark yaratamıyordu. Benzer bir sorgulamayı iktidar partisi AKP için de gerçekleştirdik ve kamuoyu nezdinde kimin veliaht olduğunu sorguladık. Sorgulamamızda bir öncekinden önemli bir fark bulunuyor. CHP ile ilgili sorgulamamızda mevcut Genel Başkan Kılıçdaroğlu da aday liderler arasında yer alırken, AKP ile ilgili sorgulamamızda mevcut lider Recep Tayyip Erdoğan’ı sorgulama dışında tuttuk. Tahmin edileceği üzere, Erdoğan aday olduğu sürece AKP içinde alter...

C SINIFI

Resim
Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre Türkiye’de yaklaşık 24.000.000 hane bulunuyor ve bu hanelerin de önemli bir bölümü çekirdek aile (yüzde 65). Türkiye’de ikinci yaygın hane türü de gittikçe büyüyen tek kişilik haneler, bu haneler bugün toplam yapının yüzde 17’sini oluşturuyor. Üçüncü yaygın yapı da geniş aileler (yüzde 15). Geri kalan yüzde 3 de farklı aile türlerinden oluşuyor. Bu hane yapısı içinde Türkiye’de bulunan en geniş sosyo-ekonomik sınıf da toplumun yüzde 51’ini oluşturan C sınıfı (orta sınıf yüzde 22 ve orta alt sınıf da yüzde 29) ve bu sınıfta 12.250.000’e yakın hane bulunuyor. Bugün C sınıfını toplum geri kalan kesiminden ayıran birkaç önemli özellik bulunuyor. Bunlardan birincisi bu hanelerin kendi ekonomik durumları ile ilgili yaptığı değerlendirme. Toplumun genelinde son iki yıldır karamsar bir ruh halinin egemen olduğunu biliyoruz ve toplumun çoğunluğu gelecek on iki ay içinde kendi hane gelirlerinin daha da kötüye gitmesini bekliyor ve C sınıfı da toplu...

VELİAHT

Resim
  Cumhuriyet Halk Partisi Cumhuriyet’in kuruluşu ile yaşıt bir siyasi parti ve son Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu da 2010 yılının Mayıs ayından bu yana 10 yıldır partinin genel başkanlığı görevini sürdürüyor. Kılıçdaroğlu bugüne dek genel başkan olarak bir çok kez genel, yerel ve cumhurbaşkanlığı seçimlerinde yarıştı, referandumlara girdi ve bunların hiç birini kazanamadı. Genel başkan olarak katıldığı ilk genel seçimde (2011 yılı) CHP oyların yüzde 25.98’ini alırken, 2018 yılında yapılan son seçimlerde de oyların yüzde 25.32’sini aldı. İki seçim arasında seçmen tercih oranı hiç değişmedi, sabit kaldı. Kılıçdaroğlu yönetiminin en büyük seçim başarısı İyi Parti ittifakı ile girdiği ve HDP’nin de aday göstermeyerek bu ittifaka açık destek verdiği son yerel seçimler oldu. CHP uzun yıllar sonrasında bir ittifak içinde de olsa İstanbul ve Ankara büyükşehir belediyelerini kazandı; İzmir’i elinde tuttu ve belediye başkanlıklarına Antalya, Adana ve Mersin gibi büyük şehir belediyeleri...