Kayıtlar

Eylül, 2020 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

KARADENİZ RÜYASI

Resim
Toplum bir yanda derin bir ekonomik kriz ile uğraşırken, diğer yanda COVID 19 hızla birinci dalganın ikinci tepe noktasına doğru ilerliyor. Toplumun gözü bugün itibarıyla 7.60’ı da geçen doların, 8.95 üzerinde seyreden avronun ve 1700’lü rakamları geçen vaka sayılarının paylaşıldığı COVID 19 Bilgilendirme Sayfası’nın üzerinde. Yürek sıkışıklığı bununla da bitmiyor ki, Anıt Sayaç an itibarıyla 274 rakamını gösteriyor. 2020 yılında öldürülen kadın sayısı. Saymaya devam edecek olursak, sayılara dökülmeye değer daha bir çok konu ve sorun var; iş kazaları sayısı, tacize uğrayan çocukların sayısı, sayılar sayılar sayılar. Sorunlar içinde sayılar arasından nefes almaya çalışıyoruz.   Tüm bu sorunlar yumağına gömülmüş bir şekilde yaşıyorken, geçtiğimiz ay tam da bugünlerde Cumhurbaşkanı Erdoğan topluma bir müjde vereceğini söyledi ve 21 Ağustos günü de bu müjdeyi Dolmabahçe Sarayı’ndan açıkladı. Erdoğan, Karadeniz'deki Tuna-1 kuyusunda 320 milyar metreküp doğal gaz bulunduğunu duyurdu. ...

KALDIĞIMIZ YERDEN

Resim
  On beş gün önce paylaştığım “Bir Toplumsal Mutabakatın Sonu” başlıklı yazıda COVID 19’a karşı verilen mücadelede yakın dönem tecrübeleri ışığında toplumun ve iş dünyasının önümüzdeki zorlu sonbahar ve kış dönemine hazırlıklı olup olmadığı sorusunu gündeme getirmiştim. Konuya kaldığımız yerden biraz daha devam etmekte fayda görüyorum. Bu sefer gündem konumuz daha mikro ölçekte tüketicilerin endişe kaynakları ve şirketlerin bu endişeleri gidermek için ne denli hazırlıklı oldukları sorusu. Tüketicilerin makro düzeydeki ve sosyo-ekonomik yapıdan kaynaklanan endişe kaynaklarını net bir şekilde tanımlamış bulunuyoruz ve bu sorunların ne yazık ki bir çırpıda düzelmeyeceğini de biliyoruz. Birinci dalganın ilk dönemini yoğunluklu olarak karamsarlık, endişe ve çaresizlik içinde geçiren tüketicilerin hayatına dokunabilen sınırlı sayıda şirket ve marka olmuştu. Birinci dalganın ikinci döneminde bu endişelerin yanı sıra günlük hayat pratiklerimizi yürütebilmek adına kontrol altında tutm...

RAKAMLAR

Resim
  Türkiye COVID 19’a karşı yürütülen mücadeleye oldukça güçlü bir şekilde girmişti; toplum son yıllara damga vuran toplumsal kutuplaşma konusunu bir yana itmiş, meseleye siyaset üstü bir bakış açısıyla yaklaşmıştı. Korona vakalarının yaygınlık kazandığı Nisan ayında toplum sisteme olan inancını ve güvenini pekiştirmişti. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi bugüne dek elde ettiği en büyük desteği Nisan ayında görmüş, kamuoyu, sadece merkezi yönetimi değil, yerel yönetimleri de izledikleri politikalar ve gerçekleştirdikleri sosyal yardımlar nedeniyle siyasi duruşlarından bağımsız olarak desteklemişti. Kriz dönemlerinde toplumların mevcut liderlere sırtını dayaması ve onları daha fazla güçle beslemesi her zaman gözlenen bir olgudur. COVID 19 pandemisi bu anlamda benzer bir görüntünün birçok ülkede görülmesine vesile oldu. Ancak, Türkiye’nin bu ülkelerden en önemli farkı toplumun bir lidere değil, sisteme prim vermesiydi, sistemi yüceltmesiydi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kişisel popülar...

BİR TOPLUMSAL MUTABAKATIN SONU

Resim
Yaz bitti, bitiyor ve önümüz sonbahar. Bugüne değin yaşadıklarımızdan farklı bir sonbahar ve sonrasında da sert bir kış bizleri bekliyor. Hazır mıyız? Türkiye geçtiğimiz sonbahar ve kış aylarını son derece zorlu koşullarda geçirdi. Öncelikle devam eden ekonomik kriz ve bu krize eklemlenen askeri operasyonlar, depremler, mültecilerin Batı’daki sınır kapılarına yığılmaları gibi derin toplumsal travmalar sonrasında, Türkiye de tüm dünya ile birlikte son derece ölümcül bir pandemi ile karşı karşıya kaldı. Ekonomik kriz ve COVID-19’un her birisi tek tek ve bir araya gelen bileşik güçleri hayatımızda derin izler bıraktı. Pandemi döneminde toplum, bireyler, şirketler, devletler, kurumlar, aklımıza gelebilecek her varlık değişti ve dönüştü. Bu değişim ve dönüşüm devam ediyor. Üstelik daha yolun başındayız gibi; bu değişimi, dönüşümü önce anlamaya, sonra da adapte olmanın yollarını keşfetmeye çalışıyoruz. Bugüne değin gelişigüzel kullandığımız özel alan, kamusal alan, özgürlükler, haklar, m...