2020
2020 neredeyse başladığı günden bu yana hiç birimize iyi gelmeyen bir yıl oldu. Bitmesine iki hafta kala bu yılın ardından kullandığımız ve zihnimizde çağrışım yaratan kelimeler de belli: “felaket”, “korku”, “berbat”, “endişe”, “hüzün”, “can sıkıntısı”, “boşluk”, “çaresizlik” ve “umutsuzluk”. 2020 Ankaralılar için “hüzün” ve “umutsuzluk” demek; İstanbullular için 2020 “felaket” ve “virüs” anlamına geliyor ve İzmirliler için de sonuçta “her şeyiyle berbat” bir yıl 2020 (1). Üç büyük ilde yaşayan yetişkinlerin yüzde 79’u 2020’den memnun kalmazken, sadece yüzde 5’i bu seneyi memnuniyetle bitiriyor. 2020’den duyulan memnuniyetsizlik gençler arasında doruğa ulaşıyor. Bir yandan koronavirüsü ile diğer yandan da ekonomik sorunlarla uğraştığımız bu seneden nasıl memnun kalalım ki? 2020’ye girerken yetişkin nüfusun yaklaşık üçte biri geleceğe iyimser gözlerle bakarken, yılı kapatırken bu oran beşte bir seviyesine kadar düştü. Bu sene geleceğe umutla bakma, iyimser olma güdümüz iyice örs...