Kayıtlar

büyüme etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

BÜYÜME

Resim
  TÜİK geçtiğimiz ayın (Ağustos) son günü Türkiye’nin 2022 yılı ikinci çeyrek sonundaki büyüme oranını paylaştı; yüzde 7.6. Bu büyüme oranı ile Türkiye G20 ülkeleri arasında üçüncü sırada yer aldı. Türkiye’den daha çok büyüyen ülkeler Hindistan (yüzde 13.5) ve Suudi Arabistan (yüzde 11.8) olarak sıralanırken, İspanya (yüzde 6.3) ve Arjantin (yüzde 6) ekonomileri de bizim ekonomimiz kadar büyüdüler. G20 ülkeleri arasında en az büyüyen üç ülke de Çin (yüzde 0.4) ve Japonya (yüzde 0.2) ile yüzde 4 küçülen Rusya olarak sıralandı. Dünyanın en büyük ekonomilerinden birisi olan ABD yüzde 1.7 büyüme kaydederken, Euro kullanan AB ülkeleri ortalaması da yüzde 3.9 olarak tarihe geçti (1) . Türkiye ekonomisindeki büyümenin motoru açık ara farkla finans ve sigorta faaliyetleri (yüzde 27) ile hizmetler (yüzde 18) oldu. İnşaat ise büyümeden nasibini alamayan, tam tersine ciddi bir şekilde daralma yaşayan bir faaliyet alanı oldu (yüzde 11). Tarım, ormancılık ve balıkçılık da daralma yaşayan bir ...

REGÜLASYON

Resim
  Bir toplum kendini nasıl yeniden üretir; nasıl çoğalır, büyür; nasıl zenginleşir? Bu sorunun yanıtı kesinlikle sadece ekonomi alanı ile sınırlı değil. Büyüme ve zenginleşme gibi kavramlar zihnimizde öncelikle ekonomi ile özdeşleşmiş bulunuyor, çağrışımlar hep ekonomik kazanımlar üzerine kurulu. Oysa ki, toplumların büyümesinin, kendini geliştirmesinin ve zenginleştirmesinin yolu sadece ekonomiden geçmiyor. Toplumların kendi kaynaklarını kullanarak gerçekleştirdiği her tür üretim büyümeye ve zenginleşmeye giden yolun kilometre taşlarını oluşturuyor. Sanat bu kaynaklardan biri; ister müzikten, edebiyattan, ister dizilerden veya filmlerden söz edelim üretilen her bir eser, bu eser üzerine yazılan her bir yazı, edilen her bir söz aslında toplumun kendini üretmesi, büyütmesi ve zenginleştirmesi anlamına geliyor. Keza teknolojik ve inovatif gelişmeler ve yaratılan ürünler de öyle. Cep telefonunda kullanılacak bir yazılım da, bir buzdolabının akıllı ve ağ bağlantılı bir ürün olara...

KARAMSARLIK

Resim
  Tüm dünya ile birlikte bir alt üst oluşu yaşadığımız 2020 yılından sonra, başladığı ilk günden beri son derece hareketli bir gündeme sahip 2021’i geride bırakıp, yeni bir yıla girdik. Biz araştırmacılar yılın bu dönemlerini oldukça çok seviyoruz; geçen bir yılın muhasebesini yapıp, gelecek ile ilgili beklentileri ve öngörüleri almayı önemsiyoruz. Bu nedenle tüketicilere ve iş dünyasına kulak kabartıyoruz. Bugünden yarına bakarak geleceğimizi öngörmeye çalışıyoruz. Genel olarak toplumlar da yeni bir başlangıcı seviyor, sanki her şey bir anda düzelecekmiş, sorunlarımızı bir anda geride bırakıverecekmişiz gibi yeni yıla girişler heyecan yaratıyor; iyimserlik tavan yapıyor. Ancak, bu son cümlenin zaman kipi hatalı oldu, bu toplumsal kural son birkaç yılda bozuldu. Son yıllarda yeni yıla girişlerimiz çok fazla iyimserlik aşılamıyor bize. Yeni yıl coşkumuz örselendi. Bu gerçeğe rağmen, gelenekselleşen sorularımızı sormaya devam edebiliriz. Bizi nasıl bir yıl bekliyor, 2022’ye yönel...

DENGE

Resim
  Türkiye, 2018 yılında başlayan ekonomik krizin yeni bir dip noktasını yaşıyor bugünlerde. Her ne kadar resmi rakamlara göre Türkiye ekonomisi yılın ikinci çeyreğinde yüzde 22 ve üçüncü çeyreğinde de yüzde 7,4 büyümüş olsa da, Tüketici Güven Endeksi bize bambaşka bir resim çiziyor (1). Bu endeks Kasım ayında bir önceki aya kıyasla yüzde 7,3 azalarak 71,1 düzeyine gerilemiş bulunuyor. Bu rakam, 2004 yılı Ocak ayından bugüne dek ölçülmüş en düşük noktaya işaret ediyor. Bu endeksin bir alt bileşeni olan hanenin maddi durumu endeksi de Ekim ayında 60,7 iken, Kasım ayında yüzde 7,5 oranında azaldı ve 56,1 olarak ölçüldü. Her iki endeks de 0-200 arasında değer alabiliyor ve Tüketici Güven Endeksi’nin 100'den büyük olması tüketici güvenindeki iyimser durumu, 100'den küçük olması da tüketici güvenindeki kötümser durumu gösteriyor. Devletin resmi rakamları net bir şekilde tüketicilerin karamsar ruh halini açığa çıkartıyor. Hem tüketicilerin hem de iş dünyasının 2022 yılına nasıl bi...

VERİLER

Resim
  1926 yılında kurulan Türkiye İstatistik Kurumu, ülkemizin en yerleşik, en köklü kurumlarından birisi. Bugün bu kurum ekonomi, demografi, eğitim, adalet, teknoloji, kültür, sosyal yapı gibi alanlarda Türkiye’nin fotoğrafını çeken ve geleceğini öngören çalışmalar gerçekleştiriyor. TÜİK, ülkemizdeki en önemli bilgi üretim kuruluşlarından bir tanesi. Kuşkusuz ki, son dönemlerde kurumun yönetim yapısında meydana gelen hızlı ve sürekli değişimler, özellikle ekonomi alanında üretilen bilgilerin kamuoyunda çok tartışılması, alternatif bilgi üretim merkezlerinin ortaya çıkması, bazı konularda (ölüm istatistikleri gibi) verilerin açıklanmasının ötelenmesi kurumun itibarı üzerinde negatif etkilere sahip oldu. TÜİK Türkiye üzerine oldukça çok geniş bir alanda veri üretse de bu veri setinden özellikle enflasyon, işsizlik ve bir ölçüde de büyüme gibi rakamların kamuoyunun ilgi alanına girdiğini belirtmek gerekiyor. Diğer veriler daha çok uzmanların ilgi alanında. Geçtiğimiz yılın sonlarına d...