Kayıtlar

İstanbul etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

KANAL

Resim
Ülke gündemi yine alt üst; gündem arsızı ülkemizde altında zaten ezildiğimiz yoğun ve ağır konu başlıkları bir anda unutuldu ve Kanal İstanbul, Montrö Sözleşmesi derken bir anda kendimizi darbe tartışmalarının içinde buluverdik. Gazete Pencere’nin manşetten duyurduğu gibi “Bir Kaşık Suda Fırtına” koptu. Darbe tartışmasında birinci düzeyden konunun tarafı olan aktörler (emekli askerler ve iktidar), konuya sonradan dahil olan ittifak üyeleri (MHP ve Millet İttifakı partileri) ve darbe tartışmasına kıyısından köşesinden eklemlenenler (Jandarma, Polis teşkilatı, Boğaziçi Üniversitesi, Danıştay, Yargıtay, Tapu ve Kadastro Erzincan 24. Bölge Müdürlüğü vb.) üzerine söylenecek çok şey olduğu muhakkak. Bunları bir yana bırakıp, tartışmaların göbeğinde duran ve tüm bu çalkantıya zemin yaratan Kanal İstanbul üzerine odaklanmak istiyorum. Kanal İstanbul meselesi iktidarın toplumdan koptuğu, ayrı düştüğü projelerin başında geliyor. Hepimiz son dönemde net bir şekilde fark ediyoruz, Hükümet’in b...

BİR İSTANBUL MASALI

Resim
  Türkiye’de siyasal ve sosyal muhalefetin en başarılı aktörleri kadınlar ve Kürtler. Kendi özgül mücadele nedenleri, koşulları ve yöntemleri bir yana, bu aktörlerin iki önemli ortak noktası bulunuyor. Birincisi, ne kadınlar ne de Kürtler mücadele alanlarında en ufak bir taviz vermeden, duruşlarını bozmadan, amasız lakinsiz, ısrarcı ve istikrarlı bir şekilde taleplerini dile getiriyorlar. Talepler somut, talepler günlük yaşam pratikleri üzerine oluşturulmuş. Üstelik talepler geniş bir toplumsal kapsayıcılık içinde dile getiriliyor. Bu iki aktörün ikinci ortak noktaları da sosyal mücadelelerinin bir varkalım mücadelesi olduğunun gayet bilincinde olmaları. Bu iki ortak nokta birbirinin hayat suyu olan bir duruşu kadınlara ve Kürtlere mümkün kılıyor. Ancak, günün sonunda Z raporu alındığında kadınların mücadele alanlarındaki kazanımları Kürtlerden çok daha fazla görünüyor. Bu nedenle de kadın hareketi Türkiye’deki siyasi ve sosyal diğer aktörlere güzel bir rol modeli sunuyor. Türkiye’...

AH GÜZEL İSTANBUL

Resim
İstanbul son günlerde hem ulusal hem de uluslararası basında adı en çok geçen şehirlerden birisi.   Bir yanda Ayasofya, diğer yandan İstanbul Sözleşmesi İstanbul’u haberlerin ilk sırasına taşıyor. Ayasofya, Danıştay’ın 10 Temmuz günü 24 Kasım 1934 tarihli Bakanlar Kurulu kararını "Ayasofya'nın vakıf senedindeki cami vasfı dışında kullanımının ve başka bir amaca özgülenmesinin hukuken mümkün olmadığını" belirterek iptal etmesiyle 86 yıllık müze statüsünü kaybetti ve Cumhurbaşkanlığı kararı ile yönetimi Diyanet İşleri Başkanlığı’na devredildi. Ayasofya bugün resmen bir cami. Bu iptal ve devir kararı aslında AKP – Diyanet İşleri Başkanlığı – Hukuk üçgeni içerisinde gerçekleşen ve son dönemlerde karşı karşıya kaldığımız olaylardan bir tanesi, şu ana kadar ki en önemlisi. Baştan sona sembollerle bezeli karar ve sonrasında kılınan ilk Cuma namazının topluma verdiği mesaj da son derece net: Cumhuriyet, 100. yaşına doğru ilerlerken yeniden tesis ediliyor. Cumhuriyet’in kurum ...