Kayıtlar

Cumhurbaşkanı etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

MECLİS

Resim
Yarın 23 Nisan. Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı. Bayramın bu adla kutlanışını 12 Eylül darbecilerine borçlu olduğumuzu kısaca hatırlatıp, bayramın adının ardında yatan tarihçeyi araştırmayı arzu edenlere bırakıyorum. Bu tarihçe aynı zamanda bir kimlik oluşturmanın da hikayesi. Ben bu yazıda toplumunun TBMM ile kurduğu güven ilişkisine bakmak istiyorum. Toplumların sosyal kurumlar ile kurmuş oldukları güven ilişkisi son derece önemlidir. Her şeyden önce hayatın akışını, günlük yaşam pratiklerini ancak bu ilişki tesis edilmişse sağlamak mümkün oluyor. Güven aynı zamanda düzenin de teminatı. Güven ilişkisinin yıpranması toplumsal çözülmüşlüğü ve kaosu da beraberinde getiriyor. Güven toplumsal kurumlardan beklentilerimize de ışık tutuyor. Dünya Değerler Araştırması (World Values Survey) bulgularına göre, Türkiye’de bir sosyal kurum olarak meclise duyulan güven seviyesinde 1990 ve 2018 yılları arasında önemli değişimler gözleniyor.  Türkiye yetişkin nüfusunun Meclis’e duyduğu güve...

KARADENİZ RÜYASI

Resim
Toplum bir yanda derin bir ekonomik kriz ile uğraşırken, diğer yanda COVID 19 hızla birinci dalganın ikinci tepe noktasına doğru ilerliyor. Toplumun gözü bugün itibarıyla 7.60’ı da geçen doların, 8.95 üzerinde seyreden avronun ve 1700’lü rakamları geçen vaka sayılarının paylaşıldığı COVID 19 Bilgilendirme Sayfası’nın üzerinde. Yürek sıkışıklığı bununla da bitmiyor ki, Anıt Sayaç an itibarıyla 274 rakamını gösteriyor. 2020 yılında öldürülen kadın sayısı. Saymaya devam edecek olursak, sayılara dökülmeye değer daha bir çok konu ve sorun var; iş kazaları sayısı, tacize uğrayan çocukların sayısı, sayılar sayılar sayılar. Sorunlar içinde sayılar arasından nefes almaya çalışıyoruz.   Tüm bu sorunlar yumağına gömülmüş bir şekilde yaşıyorken, geçtiğimiz ay tam da bugünlerde Cumhurbaşkanı Erdoğan topluma bir müjde vereceğini söyledi ve 21 Ağustos günü de bu müjdeyi Dolmabahçe Sarayı’ndan açıkladı. Erdoğan, Karadeniz'deki Tuna-1 kuyusunda 320 milyar metreküp doğal gaz bulunduğunu duyurdu. ...

AH GÜZEL İSTANBUL

Resim
İstanbul son günlerde hem ulusal hem de uluslararası basında adı en çok geçen şehirlerden birisi.   Bir yanda Ayasofya, diğer yandan İstanbul Sözleşmesi İstanbul’u haberlerin ilk sırasına taşıyor. Ayasofya, Danıştay’ın 10 Temmuz günü 24 Kasım 1934 tarihli Bakanlar Kurulu kararını "Ayasofya'nın vakıf senedindeki cami vasfı dışında kullanımının ve başka bir amaca özgülenmesinin hukuken mümkün olmadığını" belirterek iptal etmesiyle 86 yıllık müze statüsünü kaybetti ve Cumhurbaşkanlığı kararı ile yönetimi Diyanet İşleri Başkanlığı’na devredildi. Ayasofya bugün resmen bir cami. Bu iptal ve devir kararı aslında AKP – Diyanet İşleri Başkanlığı – Hukuk üçgeni içerisinde gerçekleşen ve son dönemlerde karşı karşıya kaldığımız olaylardan bir tanesi, şu ana kadar ki en önemlisi. Baştan sona sembollerle bezeli karar ve sonrasında kılınan ilk Cuma namazının topluma verdiği mesaj da son derece net: Cumhuriyet, 100. yaşına doğru ilerlerken yeniden tesis ediliyor. Cumhuriyet’in kurum ...

ARABA SEVDASI

Resim
Türkiye’de araştırma dünyasında yanıtı önceden belli olan, araştırmacıyı şaşırtmayan üç beş sorudan biri “yarın elinize beklenmedik bir şekilde 10.000/ 50.000 / 100.000 / 250.000/ 1.000.000 lira geçse, bu parayla ne yapardınız” sorusudur. Sorunun ilk yanıtı rakamlardan bağımsız bir şekilde her daim her koşulda ev, olmadı bir arsa sahibi olmaktır. “Dünyada mekan, ahrette iman” sözünün dillerde pelesenk olduğu ve bir ev sahibi olmanın farklı nedenlerle sosyal genlere bu denli nakşedildiği bir toplumda bu yanıt hiçbir araştırmacıyı şaşırtmaz. Bu sorunun ikinci yanıtı da araba sahibi olmaktır. Günün ekonomik koşullarına göre altın, döviz, Türk Lirası ve borsa gibi gerçek yatırım araçları bu iki yanıtı izler. Araba sahibi olmak her ne kadar öncelikle bir yatırım aracı olarak gündeme gelse de sosyal hareketliliğimizi sağlayan otomobil aynı zamanda insanı özgürlüğe taşıyan bir araç, maceracı yönümüzü tatmin etmek için bir aracı, aile üyelerini önemsediğimizin bir göstergesi, kendimizi b...

SİGARAMIN DUMANINA SARSAM …

Resim
Sigaramın dumanına sarsam saklasam seni  Gitme gitme gittiğin yollardan dönülmez geri  Gitme gitme el olursun sevdiğim incitir beni … Ezginin Günlüğü’nün en güzel şarkılarından birisidir ‘Sigaramın Dumanına Sarsam’ (ya da 1980) ve bu şarkı geçen gece bir tweet sonrasında zihnimde dolanıp durmaya başladı. Zihin çok ilginç bir varlık, okuduğun 140 karakterlik bir yazı anında zihninde bir şarkıyı tetikliyor ve hemen ardından bir takım görsel kodlar şarkıya eşlik etmeye başlıyor. Sigara ve duman görüntüleri … İnsanlar … Zihin şöleni. Zihnin şöleni. Sigara birçok insanın hayatına bir dönem eşlik etmiş olan ya da etmeye devam bir “şey”. Şey yerine sigarayı ne olarak görüyorsanız onu söyleyebilirsiniz, onu yazabilirsiniz. Arkadaş, dost, sevgilinizin eş değeri, vazgeçilmeziniz, tutku objesiniz, bağımlılık nesneniz, tutsaklık anınız, nefret sembolünüz, yalnızlıktaki yol arkadaşınız, keyfinizin parçası, istediğiniz birisiyle tanışma vesileniz, özgürlüğünü...

İRONİK BİR SEÇİM

Resim
Türkiye’nin bir ilki yaşadığı, cumhurbaşkanının halk tarafından seçildiği bu seçim benim ömrümde gördüğüm ve deneyimlediğim en ironik seçim aslında. Neden mi? Cevaplandırmadan hemen söylemem lazım ki, bu yazıyı, oy verdikten hemen sonra, sandıklar açılmadan çok önce yazıyorum. Birinci ve ikinci ironi, seçimin doğum nedeninde yatıyor. Bilenler bilmeyenlere uzun uzun anlatsınlar, ben kısaca yazacağım. Bu seçimi aslında 367 garabetine borçluyuz. Garabet çünkü “367 kuralı” ilk kez Abdullah Gül’ün cumhurbaşkanı olmasını engellemek için ulusalcı, Kemalist tayfa tarafından uyduruldu. Daha önce geçerli olmayan bir kural Meclis’te bir kural haline getirildi: “Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde ilk iki turda cumhurbaşkanı seçmek için gerekli olan 367 sayısı aynı zamanda TBMM’yi toplayabilmek için de gerekli sayıdır”. Erdoğan da ayağına gelen bu topu ustalıkla gole çevirdi ve Cumhurbaşkanı’nın halk tarafından seçilmesinin önünü açtı.  İşte ilk iki ironi de burada gizl...