Kayıtlar

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

2020: DAMGA VURANLAR

Resim
  Zaman bizden bağımsız bir mefhum, kendi dinamikleriyle hareket ediyor. Varlığı ve doğası fizikçilerin ve felsefecilerin çalışma alanı. Bizler ise onu anlamlandırabilmek adına yıllara, aylara, günlere ve daha da küçük zaman aralıklarına bölüyoruz; zamanı belirli kesitlere ayırıyoruz. Hayatımızı bu kesitler üzerinden anlamaya ve anlamlandırmaya çalışıyoruz. Bugüne, geçmişe ve geleceğe bu kesitler üzerinden iz bırakmaya çalışıyoruz.   Yıl da bu kesitlerin en anlamlılarından birisi. Her yılın sonunda geriye dönüp bakıyoruz ve kendimize bir Z raporu çıkarıyoruz. 2020 yılı hepimizin hayatında bir çok ilke imza attı; tüm dünyayı ve bireysel hayatlarımızı alt üst etti, değiştirdi ve dönüştürdü. Bütün bir sene boyunca yaşadıklarımızı, duygu ve düşüncelerimizi, istek ve beklentilerimizi anlamaya çalıştık. Bu alt üst oluş süresince araştırmacılar, sosyologlar, ekonomistler, felsefeciler, psikologlar, fütüristler, pazarlamacılar, siyaset bilimciler ve tüm bilgi ve irfan üretenler ol...

2020

Resim
  2020 neredeyse başladığı günden bu yana hiç birimize iyi gelmeyen bir yıl oldu. Bitmesine iki hafta kala bu yılın ardından kullandığımız ve zihnimizde çağrışım yaratan kelimeler de belli: “felaket”, “korku”, “berbat”, “endişe”, “hüzün”, “can sıkıntısı”, “boşluk”, “çaresizlik” ve “umutsuzluk”. 2020 Ankaralılar için “hüzün” ve “umutsuzluk” demek; İstanbullular için 2020 “felaket” ve “virüs” anlamına geliyor ve İzmirliler için de sonuçta “her şeyiyle berbat” bir yıl 2020 (1). Üç büyük ilde yaşayan yetişkinlerin yüzde 79’u 2020’den memnun kalmazken, sadece yüzde 5’i bu seneyi memnuniyetle bitiriyor. 2020’den duyulan memnuniyetsizlik gençler arasında doruğa ulaşıyor. Bir yandan koronavirüsü ile diğer yandan da ekonomik sorunlarla uğraştığımız bu seneden nasıl memnun kalalım ki? 2020’ye girerken yetişkin nüfusun yaklaşık üçte biri geleceğe iyimser gözlerle bakarken, yılı kapatırken bu oran beşte bir seviyesine kadar düştü. Bu sene geleceğe umutla bakma, iyimser olma güdümüz iyice örs...

RAKAMLAR

Resim
  Türkiye COVID 19’a karşı yürütülen mücadeleye oldukça güçlü bir şekilde girmişti; toplum son yıllara damga vuran toplumsal kutuplaşma konusunu bir yana itmiş, meseleye siyaset üstü bir bakış açısıyla yaklaşmıştı. Korona vakalarının yaygınlık kazandığı Nisan ayında toplum sisteme olan inancını ve güvenini pekiştirmişti. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi bugüne dek elde ettiği en büyük desteği Nisan ayında görmüş, kamuoyu, sadece merkezi yönetimi değil, yerel yönetimleri de izledikleri politikalar ve gerçekleştirdikleri sosyal yardımlar nedeniyle siyasi duruşlarından bağımsız olarak desteklemişti. Kriz dönemlerinde toplumların mevcut liderlere sırtını dayaması ve onları daha fazla güçle beslemesi her zaman gözlenen bir olgudur. COVID 19 pandemisi bu anlamda benzer bir görüntünün birçok ülkede görülmesine vesile oldu. Ancak, Türkiye’nin bu ülkelerden en önemli farkı toplumun bir lidere değil, sisteme prim vermesiydi, sistemi yüceltmesiydi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kişisel popülar...

23 NİSAN 2020: 42 GÜN SONRA

Resim
T ürkiye’nin korona salgınıyla karşılaşmasının üzerinden 42 gün geçti. 11 Mart günü ülkemizdeki ilk vakanın resmi olarak duyurulmasından bu yana, 21 Nisan 2020 itibarıyla tam 95.591 kişi COVID -19 virüsüne enfekte oldu, 2.259 kişi vefat etti ve 14.918 kişi de hastalığı yenerek hastanelerden taburcu oldu (1). Türkiye, bugün tespit edilen vaka sayısı açısından pandeminin en çok vurduğu ülkelerden İran’ı ve başlangıç noktası olan Çin’i de geçerek dünya sıralamasında yedinci sıraya gelmiş bulunuyor. Bizim açımızdan sevindirici haber, vaka sıralamasında üst sıralarda yer almamıza karşın, benzer vaka sayılarına sahip ülkelere göre vefat oranı açısından en alt sıralarda yer almamız. Bu sayılar ışığında Türkiye’nin koronavirüs karşısındaki savaşına dair çeşitli fikir tartışmaları yürütülüyor. Türkiye’nin bu savaşta diğer ülkelerden farklı bir yol izlediğine, başarılı bir sınav verdiğine inananlar olduğu kadar devletin paylaştığı rakamlar ile gerçekleri sakladığına, alınan önle...

21 MART 2020: KORONA GÜNLERİNDE HAYAT

Resim
Uzak geçmişe gitmeye gerek yok; yakın tarihimiz travmalarla dolu. Son iki yılda yaşadığımız travmalar tür tür. Bu travmalar bizi farklı derecelerde etkiledi, sarstı ya da bazıları toplumun bütününü teğet geçti, hiç dokunmadı. Yaşadığımız travmaların en büyüklerinden biri 2018 Ağustos ayında karşı karşıya kaldığımız ekonomik çalkantı ve onu izleyen ekonomik kriz oldu. Cumhuriyet tarihinin 16 numaralı bu krizi önceki krizlerden son derece farklı bir kriz oldu (1). Son 30 yıllık tarihinde 5 kez kriz yaşamış olan toplum, hızla toplumsal hafızasında yer etmiş bulunan savunma mekanizmalarını uyandırdı, kendini koruma stratejilerini geliştirdi. Tüketiciler hızla hayat tarzlarını gözden geçirdiler ve eve kapandılar; satın alma davranışlarını ve alışveriş alışkanlıklarını değiştirdiler ve yeni hayata hızlı adapte olmanın yollarını aradılar. Bir yandan hızla artan fiyatlarla mücadele ederken, öte yandan da işsizlik gibi temel endişe kaynaklarına karşı kendilerini korumanın yollar...