Kayıtlar

TÜAD etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

REGÜLASYON 2

Resim
  Bu yazıyı kaleme aldığım bugün 2 Mayıs Uluslararası Pazar Araştırmaları Günü. Bugün aslında Türkiye Araştırmacılar Derneği’nin 2018 yılındaki girişimi ile tüm dünyaya kazandırılan, bu sene 75. yılını kutlayan ESOMAR (uluslararası araştırma ve içgörü meslek örgütü) tarafından da hemen sahiplenilen ve tüm dünyada kutlanılan bir gün. 2 Mayıs kutlamaları aslında yola Dünya Araştırmacılar Günü olarak çıktı, ancak kısa sürede önce Dünya Araştırma ve İçgörü Günü’ne ve nihayetinde de Uluslararası Pazar Araştırmaları Günü’ne evrildi. Türkiye öncüsü olduğu, modern ve gelişmiş toplumların vazgeçilmez bir mesleğine adanan bu günü bu yıl buruk bir biçimde kutluyor. Bir önceki yazımda da belirttiğim gibi, başta pazarlama ve kamuoyu araştırma şirketleri olmak üzere kamu kurumları dışında bilgi üreten tüm kurumlar ve işletmeler (üniversiteler, dernekler, sendikalar, özel şirketler vb.) bugün ciddi bir regülasyon ve hatta yasaklama ihtimali ile karşı karşıya bulunuyor. 2018 yılında Meclis’e...

ARAŞTIRMA SEKTÖRÜ

Resim
  Türkiye Araştırmacılar Derneği (TÜAD) her yıl olduğu gibi bu yıl da geçmiş yılın değerlendirmelerini içeren Sektör Büyüklüğü Raporu’nu hazırladı ve geçtiğimiz haftalarda araştırma/ veri toplama şirketleri temsilcileriyle ve araştırma veren şirketlerle düzenlenen toplantılarda sonuçların ana başlıklarını paylaştı. Bu yazıda 2021 raporunda öne çıkan üç ana başlığı ele almak istiyorum.   Araştırma Sektörü Büyümüyor Türkiye araştırma sektörü, COVID 19 pandemisinin alt üst ettiği 2020’ye 2019 yılında 690.000.000 TL ciro gerçekleştirerek girmişti ve enflasyondan bağımsız olarak yüzde 8’lik bir büyüme gerçekleştirmişti. Enflasyonu göz önüne alacak olursak, sektör 2019 yılını yüzde 6 küçülerek kapatmıştı. Tüm diğer sektörlerde olduğu gibi, araştırma sektörü de 2020 yılını çok önemli darbeler alarak geçirdi ve yılı 726.850.000 TL ciro ile tamamladı. Sektör bu zorlu sene içinde kağıt üzerinde yüzde 5 büyümeyi başarmıştı, ancak enflasyon hesaba katıldığında durum daha dramati...

YENİ YIL YENİ UMUTLAR

Resim
  Sosyal ve kültürel genlerimize nakşetmiş bir gerçeklik; yeni yıla yönelik beklentilerimiz her zaman aydınlık, umut ve mutluluk dolu oluyor. Ancak, her şeyin alt üst olduğu 2020 yılına has olarak bu cümleyi di’li geçmiş zaman kipinde kurmamız gerekiyor. Bu yıl toplum ve iş dünyası yeni yılı farklı beklentiler içinde karşıladı.     2020’de Tüketiciler … Türkiye 2020 yılını bir ruh halinden diğerine salınarak geçirdi. Toplumsal olarak ağır bir travma yaşadık, çok yaralandık, çok zedelendik. Pandemi hepimizde ağır bir hasar yarattı, derin izler bıraktı. Dünyadaki birçok ülkeden farklı olarak biz COVID 19’a ağır bir ekonomik kriz içinde yakalandık. İşte tam da bu nedenle pandeminin yarattığı yeni ekonomik koşulları biz çok daha ağır olarak hissettik. Salgının ilk başladığı Mart ayından normalleşmeye yavaş yavaş geçiş yaptığımız yaz aylarına kadar olan dönemde bir travmanın hemen hemen tüm aşamalarını hızlı bir şekilde deneyimledik; önce bu salgını zihnimizde inka...

C SINIFI

Resim
Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre Türkiye’de yaklaşık 24.000.000 hane bulunuyor ve bu hanelerin de önemli bir bölümü çekirdek aile (yüzde 65). Türkiye’de ikinci yaygın hane türü de gittikçe büyüyen tek kişilik haneler, bu haneler bugün toplam yapının yüzde 17’sini oluşturuyor. Üçüncü yaygın yapı da geniş aileler (yüzde 15). Geri kalan yüzde 3 de farklı aile türlerinden oluşuyor. Bu hane yapısı içinde Türkiye’de bulunan en geniş sosyo-ekonomik sınıf da toplumun yüzde 51’ini oluşturan C sınıfı (orta sınıf yüzde 22 ve orta alt sınıf da yüzde 29) ve bu sınıfta 12.250.000’e yakın hane bulunuyor. Bugün C sınıfını toplum geri kalan kesiminden ayıran birkaç önemli özellik bulunuyor. Bunlardan birincisi bu hanelerin kendi ekonomik durumları ile ilgili yaptığı değerlendirme. Toplumun genelinde son iki yıldır karamsar bir ruh halinin egemen olduğunu biliyoruz ve toplumun çoğunluğu gelecek on iki ay içinde kendi hane gelirlerinin daha da kötüye gitmesini bekliyor ve C sınıfı da toplu...

01 MAYIS: KORONAVİRÜS SALGINI VE ARAŞTIRMA DÜNYASI

Resim
Koronavirüs salgını hem dünyada hem de Türkiye’de birçok sektörü doğrudan ya da dolaylı yollarla etkiledi. Araştırma sektörü salgından direkt etkilenen sektörlerin başında geliyor. Bu etkilenmenin ardında iki temel faktör var; birisi en önemli iş paydaşımızla ve diğeri de iş yapma biçimimizle ilgili. Salgın Türkiye’de görülmeye başlar başlamaz öncelikle hemen hemen tüm araştırma veren kurumlar kendilerini koruma güdüsüyle araştırma programlarını gözden geçirdiler ve kısıntılara gittiler, araştırma programını aynen devam eden şirket son derece sınırlı bir sayıda kaldı. Araştırma verenlerin kendini koruma güdüsü de iki aksta işledi; finansal aks ve sosyal sorumluluk aksı. Birçok şirket hem kendi firmalarındaki hem de sektörlerindeki daralmayı öngörerek araştırmalarını durdurdular ya da ötelediler. Yeni bir ürün çıkartmanın ya da iletişim çalışmalarının sekteye uğradığı bu dönemde sadece zorunlu görülen, elzem araştırmalarla ya da günü anlamayı sağlayan araştırmalar ile yo...

30 NİSAN: ARAŞTIRMA VE PAZARLAMA SEKTÖRÜNÜN KÜÇÜLMESİ EKONOMİYİ OLUMSUZ ETKİLEYECEK

Resim
Fatoş Karahasan Salgının görece etkisinin daha az hissedildiği 2020 birinci çeyreğinde bile Batı ülkelerinde pazarlama araştırması sektörünün yüzde 20’nin üzerinde daraldığı tahmin ediliyor. İngiltere’de yapılan bir araştırmaya göre, Mart sonunda şirketlerin yüzde 85’i pazarlama etkinliklerini tamamen durdurmuş bulunuyor (1). 2 Mayıs 2020 Dünya Pazarlama Araştırmacıları Günü öncesinde, Sia Insight Genel Müdür, Kurucu Ortak ve TÜAD Yönetim Kurulu Üyesi Hüseyin Tapınç’la araştırma ve pazarlama sektörümüzün durumunu değerlendirdik. Tapınç’ın paylaştığı verilere göre, Türkiye’de de benzer bir eğilim gözlemleniyor. Oysa, geçmiş yıllardaki yaşanan krizlerde reklam yatırımlarını kesmeyen şirketlerin zor zamanları büyüyerek atlattıklarını ve bu büyümenin daha sonraki dört beş yıllık zaman diliminde de sürdüğüne dair pek çok vaka analizi mevcut. Şirketler, iletişim bütçelerini daraltırken, bu kalemlerin bir harcama değil yatırım olduğu gerçeğini unutmamalılar. “Şirketl...