Kayıtlar

muhalefet etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

YILIN KELİMESİ

Resim
  Her sene sonunda adettendir; yılın kişisi, yılın olayı, yılın filmi, yılın sporcusu, yılın dizisi gibi alanlarda seçimler yapılır ve seneye damga vuran kişi ya da olaylar gündeme getirilir. Tüm bu seçimler arasında dikkat çekenlerden birisi de yılın kelimesi ile ilgili olan seçimdir. Geçtiğimiz günlerde siz de okumuşsunuzdur, Merriam-Webster sözlüğü 2022’nin kelimesini Gaslighting olarak belirlemiş. Bu kavram ile ilgili yapılan aramalar son bir sene içinde yüzde 1740 artmış. Türkçe tek bir sözcükle karşılanmayan bu ifade bir psikolojik manipülasyon ve taciz yöntemi. Özü bir kişinin kendi çıkarları için bir başkasını kasten yanıltması ve psikolojik manipülasyon yoluyla birinin kendinden şüphe etmesini sağlama çabası olarak tanımlanıyor. Öte yandan, Oxford Sözlüğü de 2022’nin İngilizce kelimesini şu üç kavram arasından online halk oylaması ile seçtiriyormuş: Metaverse , I Stand With hashtag’i ve goblin mode (toplumun dayatmaya çalıştığı kalıpları reddetme) kavramı. 2022 yıl...

ALTIN TEPSİ

Resim
  Kemal Kılıçdaroğlu’nun 3 Ekim akşamı sosyal medya platformlarından yaptığı “Bazı şeyler yürek ister, o yürek benim yol arkadaşlarımda var!” başlıklı, hem kendi partisi hem de iktidar için turnosal kağıdı görevini göreceğini iddia ettiği çağrısından ve sonrasında yaşananlardan dolayı çok rahatsızım.  İçim huzursuz. Kılıçdaroğlu, helalleşme şemsiyesi altına bu sefer başörtüsü konusunu alarak kadınların kılık kıyafeti üzerine yapılan siyasi tartışmaları sonsuza dek bir yana koymak adına bu konuda ertesi gün bir yasa teklifi vereceklerini duyurdu evinde yaptığı çağrıdan. Ertesi gün de üç maddelik yasa teklifini verdi CHP. Özünde kamu kurumlarında çalışan kadınların mesleki gereklilikler dışında kıyafet giymek ya da giymemek gibi bir zorlamaya tabi tutulmalarını engelleyen bir düzenlemeden söz ediyoruz. Benim rahatsızlığım nereden kaynaklanıyor peki?  Bu soruyu kaç kez sordum kendime.  Galiba yanıtı şu: İktidar partisinin (partilerinin) politikalarını ve ülkeyi yöne...

VİDEO

Resim
  Hatırlayanlarınız olacaktır, Türkiye geçtiğimiz sene yaz aylarında aşılanma sürecinin hız kazanması ve vakaların düşmesi ile birlikte hızlı bir normalleşme sürecine girmiş ve iki yasak hariç tüm pandemi ilintili yasakları kaldırmıştı. Bu yasaklardan biri bugün hala devam eden 24:00 sonrası müzik yasakları idi.   Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “kusura bakmasınlar, gece kimsenin kimseyi rahatsız etmeye hakkı yoktur” cümlesi eşliğinde saat 21:00’den 24:00’e çekilen bu yasak Sia Insight’ın metropollü seçmenler nezdinde gerçekleştirdiği araştırmaya göre kamuoyunun büyük ilgisini çekmiş ve seçmenlerin çoğunluğu da bu yasağı desteklememişti (1) . Müzik yasağı ile ilgili olarak aynı dönemde ilginç bir gelişme daha yaşanmış ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu mutfağında hazırladığı bir videoyu gece yarısı tüm sosyal medya hesaplarından paylaşmış ve gençlere seslenmişti. Bu paylaşım, metropollü seçmenlerin yüzde 41’ine ulaşmıştı. Bu video ile ilgili tüm seçmen kitlesinin değerlendir...

MUHALEFET VE TOPLUMSAL HEYECAN

Resim
  Bundan tam bir ay önce Gazete Pencere’deki “Sezen ve Tarkan” başlıklı yazımda paylaşmıştım, hatırlatayım: “Hem Sezen Aksu hem Tarkan mektuplarıyla, şiirleriyle ve şarkılarıyla toplumda bir heyecan dalgası yaratmayı başardılar, her ikisinin de eylemi kendini aşan bir toplumsal enerjiyi ateşledi. Her iki ismin de başarısı duygulara dokunmaları, toplumla duygusal bir bağ kurmaları oldu. Bu da Türkiye’de muhalefetin en önemli eksiklerinden birisi; muhalefetin bugün toplumla heyecana dayalı, duygusal bağı kuvvetli bir ilişkisi olduğunu öne sürmek mümkün değil. Türkiye’de bugün böyle bir siyasi muhalefet bulunmuyor, muhalefet toplumu harekete geçirme gücünden ve becerisinden yoksun”  (Sezen ve Tarkan)  . Bugün bu iddianın metropol illerinde yaşayan seçmen nezdindeki karşılığını paylaşmak istiyorum (1) . Hatırlanacağı gibi, başta CHP ve İYİ Parti olmak üzere altı muhalefet partisi 28 Şubat günü aylar süren bir hazırlık sonrasında Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem Mutabakat M...

SEZEN VE TARKAN

Resim
Son iki aydır toplumsal gündemimize sıra ile damga vuran iki isim bulunuyor: Sezen Aksu ve Tarkan. 2017 yapımı Şahane Bir Şey Yaşamak şarkısından yola çıkılarak üretilen Adem ile Havva tartışmasında kendisine yöneltilen tehdit karşısında Sezen Aksu’nun “dur bakalım” diyerek sergilediği dik duruş ve ona eşlik eden Avcı şiiri ile aradan birkaç hafta geçtikten sonra da Tarkan’ın “geççek geççek, elbet bu da geççek” diyen şarkısı, toplumun belirli bir kesiminin hislerine tercüman olmayı başardılar. Avcı ve Geççek Türkiye gündemi belirlediler. Sezen Aksu ile Tarkan’ın toplumsal gündemimize damga vurmasının önemli nedenleri bulunuyor. Bu nedenlerin başında kuşkusuz ki her iki şarkıcının da davranışları ve sözleri ile toplumsal muhalefet rolünü üstlenmeleri geliyor. Eminim ki, ne Sezen Aksu’nun ne Tarkan’ın böyle bir rol üstlenmek gibi bir niyetleri vardı. Ancak gelinen noktada her ikisi de bu rolü üstlenmek durumda kaldı, toplum onlara bayraktarlık rolünü biçti,  bu iki ismin üzerin...

SEZEN

Resim
    Hepimizin hayatına dokunmuş, onun şekillenmesinde etkili olmuş kişiler vardır. Bu kişiler bazen sadece aile üyelerimiz ile kısıtlı kalırken, bazen de çeşitli kurumlar içinde karşılaştığımız, yolumuzun kesiştiği değerli insanlar ile birlikte artar ve çoğalır. Bazen de şahsen tanışmadığımız, ama hayatımıza farklı biçimlerde giriveren bazı kişiler yüzlerce tanıştan ve arkadaştan çok daha fazlasını katarlar hayatımıza. 47 yıldır yazan, söyleyen Sezen Aksu benim için öyle biri; 46 yıl önce “ben beni kendi içimde, bilmem ararsam bulur muyum” diye sorduğu andan beri bu böyle. O sıralarda o 22, bense 12 yaşımdaydım. 46 yıllık bu yol arkadaşlığında onun toplumunun kılcal damarlarına nasıl nüfuz ettiğini, her birimizin neden en azından bir Sezen Aksu şarkısı olduğunu, bu topraklarda toplumsal bir ikona nasıl dönüştüğünü gün be gün gözlemledim, bunun sırrını anlamaya çalıştım. O bir şifacı. O bizim kişisel ve toplumsal hayatımızın tarihçisi, o bizim aynamız. Kuşkusuz ki, beş ku...