Kayıtlar

seçmen etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

SEÇİME DOĞRU

Resim
  Ocak ayındaki yazımda 2023  yılına nasıl bir ruh hali ile girdiğimizi, temel endişelerimizin nerelerden beslendiğini ve yeni yıla yönelik beklentilerimizi ele almıştım. Tüketicileri yakından dinlemek ve anlamak kuşkusuz ki her zaman önemlidir, ama bugünlerde bu konu daha da önem kazanıyor, çünkü tüketicilerin ruh halini, beklentilerini ve davranışlarını etkileyebilecek bir başka önemli faktör daha devreye giriyor: 2023 seçimleri. Hiç kuşku yok ki, seçime yönelik beklentiler ve siyasi tercihler tüketicilerin satın alma alışkanlıklarında, yatırımlarında, borçlanma davranışlarında ve bu konular etrafında alınan kararlarda etkili olacak. Bu etki seçime yaklaştıkça daha da kuvvetlenecek. Ancak, bu süreçte toplum çok önemli bir doğal afet ile karşı karşıya kaldı ve Kahramanmaraş merkezli deprem tam 10 ili etkiledi. Depremin yıkıcı etkisi, deprem sonrası yaşananlar ve on binlerce kayıp bu doğal afeti bir anda toplumsal afete dönüştürdü. Toplum, deprem karşısında donup kaldı, ...

ALTILI MASA

Resim
  Altılı Masa ve bu masanın katılımcı partilerinin masaya kattıkları üzerine bugüne dek birçok analiz yapıldı, yazı yazıldı ve söz söylendi. Tüm bunların ortak kesişim noktası kuşkusuz ki masanın seçmenleri harekete geçirmekten yoksun olması ve seçmene “güçlendirilmiş parlamenter sistem” vadetmenin ötesine henüz geçememesi. Oysa hepimiz biliyoruz ki, tercihlerimizi etkileyen en önemli unsurlar bize sunulan önermelerin hayatımıza dokunabilme gücü ve sorunlarımıza çözüm getirebilmesi. Altılı Masa önümüzdeki aylarda oy kullanacak ortalama bir seçmene ne vadediyor, bu vaatler seçmenin hayatındaki hangi sorunlara dokunuyor ve bu sorunlara nasıl bir çözüm önerisi getiriyor? Altılı Masa seçmeni ikna etme gücünü nereden alıyor, onun bu sorunları çözebileceğine seçmen neden inansın, neye dayanarak ikna olsun? Dört sorudan oluşan bu soru setine verilecek yanıtlar Altılı Masa’nın (şimdilik Millet İttifakı da diyebiliriz) Cumhur İttifak’ı karşısındaki tercih edilme düzeyini belirleyecek ...

TERCİHLER

Resim
  Çok uzun bir süreden beri hepimiz ekonomik bir krizden söz ediyoruz ve bu krizi kendi hayatımıza değdiği noktalarda dile getiriyoruz. Kimimiz hayat pahalılığından, kimimiz enflasyondan, kimimiz işsizlikten ya da işsiz kalma endişesinden, kimimiz de borçlarımızdan söz ediyoruz. Ekonomik kriz günlük hayatımızı ve sözcük dağarcığımızı farklı şekillerde etkiliyor. Bugünlerde dilimizde en çok yurt edinen sözcük ise yoksulluk ya da yoksullaşma. 2018’den beri süregelen ve 2021 son çeyreğinden bu yana da derinleşen ekonomik krizin son zamanlardaki en büyük yansıması bu. Ağustos ayı sonunda açıklanan TÜİK 2. Çeyrek büyüme oranı her ne kadar ilk bakışta pozitif bir görünüm taşısa da rakamların arkasındaki perde biraz aralandığında farklı bir gerçeklik ile karşılaşıyoruz. Türkiye, yüzde 7.6 oranındaki büyüme oranı ile G20 ülkeleri arasında en çok büyüyen üçüncü ülke konumunda bulunuyor. Ancak, çalışanların milli gelirden aldığı payın radikal bir şekilde eridiği gerçeği ile karşılaşınca ...

MUHALEFET VE TOPLUMSAL HEYECAN

Resim
  Bundan tam bir ay önce Gazete Pencere’deki “Sezen ve Tarkan” başlıklı yazımda paylaşmıştım, hatırlatayım: “Hem Sezen Aksu hem Tarkan mektuplarıyla, şiirleriyle ve şarkılarıyla toplumda bir heyecan dalgası yaratmayı başardılar, her ikisinin de eylemi kendini aşan bir toplumsal enerjiyi ateşledi. Her iki ismin de başarısı duygulara dokunmaları, toplumla duygusal bir bağ kurmaları oldu. Bu da Türkiye’de muhalefetin en önemli eksiklerinden birisi; muhalefetin bugün toplumla heyecana dayalı, duygusal bağı kuvvetli bir ilişkisi olduğunu öne sürmek mümkün değil. Türkiye’de bugün böyle bir siyasi muhalefet bulunmuyor, muhalefet toplumu harekete geçirme gücünden ve becerisinden yoksun”  (Sezen ve Tarkan)  . Bugün bu iddianın metropol illerinde yaşayan seçmen nezdindeki karşılığını paylaşmak istiyorum (1) . Hatırlanacağı gibi, başta CHP ve İYİ Parti olmak üzere altı muhalefet partisi 28 Şubat günü aylar süren bir hazırlık sonrasında Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem Mutabakat M...

SEÇİM

Resim
  Çok uzak bir geçmişte değil, bundan yaklaşık bir buçuk ay kadar önce seçmenlerin algı ve değerlendirmelerinde önemli bir dönüşüm yaşanmaya başlamıştı ve bunun sonucunda da Türkiye’de siyasi yapı alt üst olmuş ve siyasetçiler arasındaki güç dengeleri bozulmuştu. Mart ayının ortaları yakın siyasi tarihin önemli kırılma anlarına tanıklık ediyordu. Bu dönem içinde ülkede yaşanan ekonomik kriz pandemiden öte artık siyasi bir kimlik kazanıyor, ekonomik sorunların kökeninde mevcut iktidar görülüyor ve ülke sorunlarının çözümü için akla ilk gelen isim olan Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Erdoğan yerini muhalefet liderlerine bırakıyordu. Üstüne üstlük seçmenlerin mevcut yönetim biçimine duydukları güven de kurulduğu ilk günden bu yana en düşük seviyelerden birisine iniyordu. Seçmenlerin algısının değişiminde ve farklı siyasi tercihlerde bulunmalarının gerisinde iki ana temel gelişme yer alıyor. Birincisi, kuşkusuz ki, ülkenin içinde bulunduğu ekonomik durum ve bu durumun seçmenler ...