Kayıtlar

toplumsal gündem etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

İŞTE HAYATINIZ

Resim
  Bu ayın başlarında Twitter’da bir haber görmüştüm, çok net hatırlıyorum. Gazete Duvar bir ambulansın yolda ilerlemesini sağlamak için araçların fermuar sistemiyle yol vermesini haber yapmıştı. Evet, herhangi medeni bir ülkede günlük hayatın sıradan bir uygulaması bizde haber değeri taşıyor. Bu konunun haber niteliğini pekiştiren boyut Sağlık Bakanı ile İstanbul Valisi’nin bu davranışlarından ötürü sürücülere teşekkür etmesiydi. Bakan Koca bu “örnek davranışa” yönelik teşekkürünü sosyal medya hesabından kamuoyu ile paylaşmıştı. Fermuar sisteminin uygulanması ve bunun devlet ve hükümet temsilcileri düzeyinde teşekkür ile ödüllendirilmesi zaten olması gerekenler üzerinden mutlu olduğumuzu, kendimizi iyi hissettiğimizi bir kez daha hatırlattı bana. Ülkenin içinde bulunduğu duruma, geldiğimiz seviyeye bir bakar mısınız?  Vasat hayatlar üzerinden mutluluk devşiriyoruz. Çok değil kısa bir süre sonra vasat hayatlarımızın bile pamuk ipliğine bağlı olduğunu, hayatımızın aslınd...

DEĞİŞEN DENGELER

Resim
  Son günlerde akademisyenler, gazeteciler ve araştırmacılar tarafından kamuoyu, daha doğrusu seçmen eğilimleri araştırmaları hakkında yazılan birçok yazı ile karşılaşıyorsunuzdur. Bu tür yazıların araştırma okuryazarlığının gelişmesine destek sağladığı sürece son derece değerli çalışmalar olduğuna inanıyorum. Ne yazık ki, bırakın ortalama eğitim seviyesi sekiz sene ile sınırlı toplumu, bu tür araştırmaları kullanan ve toplumla paylaşan medya mensuplarının bile araştırma okuryazarlığı oldukça sınırlı. Bu da kaliteli araştırmalar ile defolu çalışmaların bir arada gündeme gelmesine ve sonuçta bilgi kirliliğine, demokratik ve çağdaş toplumların vazgeçilmezi olan kamuoyu araştırmalarının itibarının lekelenmesine neden oluyor.   Pazarlama araştırmaları nasıl pazarlama dünyasının karar alma süreçlerinin vazgeçilmez bir parçasıysa, aynı şekilde kamuoyu araştırmaları da siyasi partilerin ve siyasetçilerin, toplumsal kurumların ya da sivil toplum örgütlerinin çalışmalarının ayrılma...

SORUNLAR

Resim
  İnsan beyni oldukça seçici, olumsuzlukları kaydetmeyip mümkün olduğu kadar olumlu gelişmelere odaklanıyor, sadece olumlu olan şeyleri zihinde tutmak için çabalıyor. Zaten daha yarı yolda envaiçeşit “akıl oyunları” oynayarak gerçeği eğip büküyor, zihni berraklaştırmaya ve rahatlatmaya çalışıyor.   Bizim gibi toplumlarda hem bireysel beyinlerin hem de toplumsal belleğin işi zor. Daha yoğun mesai yapıyorlar; çünkü bu toplumda sürekli negatif gelişmelere maruz kalıyoruz. Beynimiz devamlı fazla mesaide. Üretici zihinler de toplumsal gündemde olan olumsuzlukları dillendirmek ve yazmak zorunda kalıyor. Kaçış çözüm değil. Gündemde ne varsa, entelektüel üretim de onun üzerine oluyor. Yoksa kim istemez ki, toplumsal gündeme damga vuran bir filmden, bir kitaptan, bir şarkıdan, bir buluştan ya da kişi başı artan süt tüketiminden, 100 kişi başına düşen elektrikli araba sayısının yükselmesinden ya da milli gelirin geçen seneye kıyasla bilmem kaç bin dolar artmış olmasından söz etmeyi....