SEÇİM
Çok uzak bir geçmişte
değil, bundan yaklaşık bir buçuk ay kadar önce seçmenlerin algı ve
değerlendirmelerinde önemli bir dönüşüm yaşanmaya başlamıştı ve bunun sonucunda
da Türkiye’de siyasi yapı alt üst olmuş ve siyasetçiler arasındaki güç
dengeleri bozulmuştu. Mart ayının ortaları yakın siyasi tarihin önemli kırılma
anlarına tanıklık ediyordu.
Seçmenlerin algısının
değişiminde ve farklı siyasi tercihlerde bulunmalarının gerisinde iki ana temel
gelişme yer alıyor.
Birincisi, kuşkusuz ki,
ülkenin içinde bulunduğu ekonomik durum ve bu durumun seçmenler üzerindeki
etkileri. Pandemi öncesinde başlayan ekonomik kriz COVID 19 ile beraber daha
yoğun bir şiddette hissedilmeye başlandı ve enflasyon, borçlarını ödeyememe ve
işsizlik endişeleri seçmen üzerinde ciddi baskılar oluşturdu. Seçmenlerdeki hakim
duygu uzun süredir çaresizlik.
İkinci önemli gelişme
kuşkusuz ki pandemi yönetimi ile alakalı. Seçmenler çok uzun bir süreden beri
Hükümet’in COVID 19 karşısında aldığı önlemleri başarılı bulmuyor, Sağlık
Bakanı Koca kamuoyu nezdindeki güveni yitirdi ve Bakanlık tarafından açıklanan
rakamlar kamuoyuna güven telkin etmiyor, hatta tam tersine, güvensizliği
perçinliyor. Hükümet’in aşılama politikası da negatif algıları besliyor. Kamuoyunda pandeminin ne zaman biteceğine
dair yapılan değerlendirmeler bu senenin başından beri artık en az önümüzdeki
13 aya işaret ediyor.
Bu iki önemli gelişme dışında Hükümet’in kamuoyuna rağmen İstanbul Sözleşmesi ve Kanal İstanbul hakkında aldığı kararlar seçmenlerin iktidar ile ilgili değerlendirmelerine damga vurmaya devam ediyor. Bu konular unutulmadı, seçmenlerin zihninde taptaze duruyorlar. Üstelik işin ilginç yanı Hükümet de bu konuları taze tutmak için elinden geleni yapıyor. Bu iki konuya bir de kısmi kapanma süresi boyunca uygulanması beklenen içki yasakları eklendi.
Tüm bu gelişmeler
sonucunda seçmenlerin erken seçim ile ilgili değerlendirmelerinde de önemli
değişimler gözlenmeye başladı.
Bundan tam bir sene önce
metropol illerinde yaşayan seçmenlerin üçte ikisi erken genel seçim fikrine
karşı dururken, bugün baktığımızda erken seçimi destekleyenlerin ve karşı
olanların oranı artık birbirine eşit (yüzde 45). Erken seçim fikrine destek
verenlerin oranı hızlı bir şekilde yükseliyor. Erken seçim destekleyicileri
özellikle kadınlar ve 35 yaş üstü seçmenler.
Hükümet her ne kadar
seçimlerin takvimlenen zamanda yapılacağını belirtse de erken seçim
taraftarlarının bir baskı grubu oluşturacak büyüklüğe erişip erişmeyeceğini
önümüzdeki haftalarda göreceğiz.
06 Mayıs 2021'de Gazete Pencere'de yayınlanmıştır.
Yorumlar
Yorum Gönder