ARABA SEVDASI
Sorunun ilk yanıtı rakamlardan
bağımsız bir şekilde her daim her koşulda ev, olmadı bir arsa sahibi olmaktır. “Dünyada
mekan, ahrette iman” sözünün dillerde pelesenk olduğu ve bir ev sahibi olmanın
farklı nedenlerle sosyal genlere bu denli nakşedildiği bir toplumda bu yanıt
hiçbir araştırmacıyı şaşırtmaz.
Bu sorunun ikinci yanıtı
da araba sahibi olmaktır. Günün ekonomik koşullarına göre altın, döviz, Türk
Lirası ve borsa gibi gerçek yatırım araçları bu iki yanıtı izler.
Araba sahibi olmak her
ne kadar öncelikle bir yatırım aracı olarak gündeme gelse de sosyal
hareketliliğimizi sağlayan otomobil aynı zamanda insanı özgürlüğe taşıyan bir
araç, maceracı yönümüzü tatmin etmek için bir aracı, aile üyelerini önemsediğimizin
bir göstergesi, kendimizi başkalarına ve belki de öncelikle kendimize
kanıtlamak için bir statü sembolü, sosyal sınıf atlamanın ya da ait olduğumuz
sınıfın bir kanıtı veya erkekliğimizin performans göstergesi olarak hayatımızda
çok önemli bir yere sahiptir.
Otomobil ne olduğumuz
kadar ne olmadığımızı da anlatan sosyal bir işarettir. Otomobil bir kimliktir.
Otomobil, kültür
kodlarında “Türk’ün kanadı” olarak nitelendirilen, göçebe ve yarı göçebe yaşam
stiline sahip bir toplumda ekonomik değeri kadar bir savaş aracı olarak da
görülen, günlük hayatın neredeyse her hücresine nüfuz etmiş ve yerleşik hayata
geçilmesi ile birlikte toplumun yükselmesinde büyük bir rol oynayan atın
günümüzdeki karşılığıdır.
Otomobil sahip olduğu bu
değerler sistemi ile bu toplumun geçmişi ile bugünü arasında köprü kuran önemli
bir kültürel semboldür. Üstelik günümüz hayat şartlarında otomobilin ekonomik
değeri ve savaş metaforu bir potada eriyip gider, toplumsal yırtmanın ya da var
kalmanın hem aracı hem de sembolü olarak otomobil hepimizin gözünde arzu
nesnesi statüsüne yükselir.
Bu kültürel kod üzerinde
yükselen yerli otomobil girişimi, prototip gösteriminin ve üretim
tartışmalarının 2019 yılı sonlarında yeniden gündeme gelmesi ile birlikte
güncel siyasetin popüler konularından birisi olmuştur.
27 Aralık 2019 günü
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da katılımıyla ön gösterimi yapılan Türkiye’nin otomobil
girişimi, toplumun hemen tamamının bilgi sahibi olduğu ve yakından takip ettiği
bir konudur. Bu tanıtım sonrasında Sia Insight araştırma şirketinin metropol
illerinde yaşayan 18 yaş ve üzeri nüfus ile 2020 Ocak ayında gerçekleştirdiği araştırma
sonuçlarına göre, toplumun yüzde 95’i yerli otomobil ile ilgili çalışmalardan
haberdardır. Türkiye’nin COVID -19 salgını ile en yoğun şekilde karşı karşıya
kaldığı dönem olan Nisan 2020’de bu oran biraz erozyona uğrasa da toplumun
yüzde 83’ü yerli otomobil girişimini bilmektedir.
Metropol toplumunun
yoğun ilgili gösterdiği yerli otomobil çalışmaları ile ilgili en önemli
konulardan birisi toplumun “yerli araba” konusunda konsensüs içinde olmasıdır.
2020 Ocak ayında metropollü tüketicilerin yüzde 83’ü prototipi gösterilen aracı
beğenmiştir. Nisan’da bu oran zamanın geçmesine paralel olarak ve yoğun korona
gündemi baskısıyla yüzde 77’ye düşmüştür. Bu yüksek beğeni oranı tüketicilerin
siyasi duruşlarına paralel olarak önemli bir farklılık göstermektedir;
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ni destekleyenlerin hemen tamamı ve
desteklemeyenlerin de yüzde 50’den biraz fazlası yerli otomobili beğenmektedir.
Yerli otomobil girişimi
ile ilgili olarak her ne kadar tüketicilerin bilgi ve beğeni düzeyleri üç ay
gibi bir dönem içinde erozyona uğrasa da yerli otomobilin tüketicilerde
uyandırdığı güven hissi ve başarı beklentisi COVID 19 etkisine karşın
zihinlerde herhangi bir dönüşüm göstermemiştir. Nisan 2020’de metropollü
tüketicilerin yüzde 76’sı yerli otomobile güvenmekte ve yüzde 60’ı da hem
Türkiye hem de dünya pazarlarında başarılı olmasını beklemektedir. Algılar,
inançlar ve tutumlar söz konusu olduğunda yerli otomobil tüketicilerin gönlünü
okşamakta, ‘milli başarı’ beklentisi herkesi heyecanlandırmaktadır. Zaten
milliyetçilik de uzun zamandır yükseliştedir, “yerli ve milli” toplumda en çok
kabul gören sloganlardan birisidir.
Ancak, kuşkusuz ki,
yerli otomobilin gerçek başarısını pazardaki performansı belirleyecektir. Yerli
otomobil, satış / servis noktaları ile ilgili organizasyondan ve satın alım
kararında çok önemli bir faktör olan fiyat değişkeninden bağımsız olarak
metropol pazarının maksimum yüzde 55’i tarafından satın alınabileceği ifade
edilen bir ürün konumdadır. Bu otomobilin satın alma konusunda öncelikle kimleri
harekete geçirebileceği bilgisi gelecekteki performans adına şimdiden önemli
ipuçları sunmaktadır. Yerli otomobili satın alma eğiliminde olanlar özellikle
18 – 24 yaş grubu gençler, orta alt ve alt sosyo-ekonomik sınıf mensuplarıdır. Üst
ve orta üst sınıflar yerli otomobile oldukça uzak durmaktadır. Bunun yanı sıra,
yerli otomobilin en önemli potansiyel alıcıları Cumhurbaşkanlığı Hükümet
Sistemi’ni destekleyenler olarak karşımıza çıkarken, sistemi desteklemeyenler
arasında satın alma eğilimi önemli ölçüde kırılmaktadır.
Otomobil ne olduğumuz
kadar ne olmadığımızı da anlatan sosyal bir işarettir. Otomobil bir kimliktir.
Yorumlar
Yorum Gönder