Kayıtlar

SEZEN

Resim
    Hepimizin hayatına dokunmuş, onun şekillenmesinde etkili olmuş kişiler vardır. Bu kişiler bazen sadece aile üyelerimiz ile kısıtlı kalırken, bazen de çeşitli kurumlar içinde karşılaştığımız, yolumuzun kesiştiği değerli insanlar ile birlikte artar ve çoğalır. Bazen de şahsen tanışmadığımız, ama hayatımıza farklı biçimlerde giriveren bazı kişiler yüzlerce tanıştan ve arkadaştan çok daha fazlasını katarlar hayatımıza. 47 yıldır yazan, söyleyen Sezen Aksu benim için öyle biri; 46 yıl önce “ben beni kendi içimde, bilmem ararsam bulur muyum” diye sorduğu andan beri bu böyle. O sıralarda o 22, bense 12 yaşımdaydım. 46 yıllık bu yol arkadaşlığında onun toplumunun kılcal damarlarına nasıl nüfuz ettiğini, her birimizin neden en azından bir Sezen Aksu şarkısı olduğunu, bu topraklarda toplumsal bir ikona nasıl dönüştüğünü gün be gün gözlemledim, bunun sırrını anlamaya çalıştım. O bir şifacı. O bizim kişisel ve toplumsal hayatımızın tarihçisi, o bizim aynamız. Kuşkusuz ki, beş ku...

KARAMSARLIK

Resim
  Tüm dünya ile birlikte bir alt üst oluşu yaşadığımız 2020 yılından sonra, başladığı ilk günden beri son derece hareketli bir gündeme sahip 2021’i geride bırakıp, yeni bir yıla girdik. Biz araştırmacılar yılın bu dönemlerini oldukça çok seviyoruz; geçen bir yılın muhasebesini yapıp, gelecek ile ilgili beklentileri ve öngörüleri almayı önemsiyoruz. Bu nedenle tüketicilere ve iş dünyasına kulak kabartıyoruz. Bugünden yarına bakarak geleceğimizi öngörmeye çalışıyoruz. Genel olarak toplumlar da yeni bir başlangıcı seviyor, sanki her şey bir anda düzelecekmiş, sorunlarımızı bir anda geride bırakıverecekmişiz gibi yeni yıla girişler heyecan yaratıyor; iyimserlik tavan yapıyor. Ancak, bu son cümlenin zaman kipi hatalı oldu, bu toplumsal kural son birkaç yılda bozuldu. Son yıllarda yeni yıla girişlerimiz çok fazla iyimserlik aşılamıyor bize. Yeni yıl coşkumuz örselendi. Bu gerçeğe rağmen, gelenekselleşen sorularımızı sormaya devam edebiliriz. Bizi nasıl bir yıl bekliyor, 2022’ye yönel...

2022

Resim
  Son derece hareketli bir gündeme sahip 2021’i geride bırakıp, yeni bir yıla girdik. Biz araştırmacılar aslında yılın bu dönemlerini oldukça çok seviyoruz; geçen bir yılın muhasebesini yapıp, gelecek ile ilgili beklentileri ve öngörüleri almayı önemsiyoruz. Bugünden yarına bakmak vazgeçilmezlerimiz arasında yer alıyor. Bizi nasıl bir yıl bekliyor, 2022’ye yönelik beklentilerimiz neler? 2022 bize neler getirecek? Bu sorulara yanıt aramaya başladığımız dönem ekonomi dünyasında büyük çalkantıların yaşandığı anlara denk geldi. Döviz kurları bir gün içinde çift haneli rakamlarda yukarı ya da aşağı yönde hareketlenirken, fiyatlarda yaşanan hızlı değişim tüketicileri derin endişelere yöneltti. Altın fiyatları tavan yaparken, borsada işlemler birkaç kez durduruldu. Tüketici Güven Endeksi tüm zamanların en düşük seviyesine geriledi. Tüm bunlar yaşanırken, Hükümet yeni bir ekonomi paketini devreye sokarak dövizdeki hareketlenmeye son vermeye çalıştı; Türk Lirası yabancı paralar karşısın...

HELALLEŞME

Resim
  Geçtiğimiz Salı günü Roboski Katliamı’nın onuncu yıldönümüydü. Zamanın acıları hafifletmediğinin en canlı kanıtlarından biri olan bu olayda sınır kaçakçılığı yaparken 17’si çocuk tam 34 kişi savaş uçaklarının dört ayrı bombardımanı sonucunda hayatlarını kaybetmişti. Dönemin Başbakan Yardımcısı Arınç yaşananlarla ilgili olarak resmi bir özür beklenmemesi gerektiğini, ancak ailelere tazminat ödeneceğini açıkladı. Aileler de kişi başına ödenen 123 bin liralık tazminatı geri çevirdi, tek kuruşuna dokunmadı. TBMM İnsan Hakları İnceleme Komisyonu da 2013 yılında tamamladığı çalışmasında yaşananlarda herhangi bir kasti durumun olmadığının altını çizdi. Geçtiğimiz on yılda da dava açılmasını gerektirecek bir şey olmadığı düşüncesinden yola çıkılarak sivil ve askeri mahkemelerde herhangi bir yargılama yapılmadı ve hatta ailelerin açtığı dava AİHM’den geri döndü. Tüm bu yaşananlar hafızalarda canlı iken, Roboski yıldönümünde CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu yakınlarını kaybedenlerin ailele...

DENGE

Resim
  Türkiye, 2018 yılında başlayan ekonomik krizin yeni bir dip noktasını yaşıyor bugünlerde. Her ne kadar resmi rakamlara göre Türkiye ekonomisi yılın ikinci çeyreğinde yüzde 22 ve üçüncü çeyreğinde de yüzde 7,4 büyümüş olsa da, Tüketici Güven Endeksi bize bambaşka bir resim çiziyor (1). Bu endeks Kasım ayında bir önceki aya kıyasla yüzde 7,3 azalarak 71,1 düzeyine gerilemiş bulunuyor. Bu rakam, 2004 yılı Ocak ayından bugüne dek ölçülmüş en düşük noktaya işaret ediyor. Bu endeksin bir alt bileşeni olan hanenin maddi durumu endeksi de Ekim ayında 60,7 iken, Kasım ayında yüzde 7,5 oranında azaldı ve 56,1 olarak ölçüldü. Her iki endeks de 0-200 arasında değer alabiliyor ve Tüketici Güven Endeksi’nin 100'den büyük olması tüketici güvenindeki iyimser durumu, 100'den küçük olması da tüketici güvenindeki kötümser durumu gösteriyor. Devletin resmi rakamları net bir şekilde tüketicilerin karamsar ruh halini açığa çıkartıyor. Hem tüketicilerin hem de iş dünyasının 2022 yılına nasıl bi...

TEMSİLİYET

Resim
    Bu köşede son iki yazıda araştırma okur-yazarlığının artmasına katkı sağlama amacıyla araştırmalarda ve özellikle toplumun daha çok karşı karşıya kaldığı kamuoyu araştırmalarında dikkat edilmesi gereken iki önemli konuya yer veriyorum. Konularımızdan ilki doğru soru sorma idi; bu yazıda da sağlıklı bir araştırmanın sahip olması gereken ikinci özelliğe yer vereceğim: temsiliyet. İyi bir araştırmacı araştırma konusunu ve o araştırmada ele alacağı konuları belirledikten sonra ikinci aşamada bu araştırmayı kimlerle gerçekleştirmesi gerektiğine ve sonra da o kitleye hangi bilgi toplama yöntemi ile ulaşacağına karar verir. Bizim bugünkü yazı konumuz da işte bu ikinci aşama; araştırmanın kimlerle gerçekleştirileceği aşaması. Konuyu çok teknik detaylara boğmadan burada hemen iki ana kavrama referans vermemiz gerekiyor. Bunlardan birincisi evren ve ikincisi de örneklem. Araştırma konumuz ile ilgili tüm insanların oluşturduğu grubu araştırmanın evreni ya da kısaca evren olar...