Kayıtlar

YANGIN

Resim
  Geçtiğimiz Ağustos ayında Akdeniz ve Ege bölgelerinde yaşanan orman yangıları Türkiye gündemine damga vurdu. Ardı ardına Akdeniz ve Ege Bölgesi’nin farklı yerlerinde yaşanan bu yangınlar günlerce en çok konuştuğumuz konuların başında yer aldı. Benzer dönemde Doğu’da yaşanan yangınlar ise Batı yangınları kadar gündemimize girmedi, konuşma konusu olmadı. Bu farklılığın altını kalınca çizmek gerekiyor. Yangınlar toplum ile iktidar ve toplum ile yerel yönetimler arasındaki ilişkileri önemli ölçüde etkiledi ve bu ilişkilerin dönüşmesine ivme kattı. Bunun yanı sıra, pandemi döneminden bu yana hayatımızda yeni bir anlam kazanan dayanışma kavramı yangınlar vesilesi ile bir kez daha canlılık kazandı, toplumsal örgütlenmenin çimentosu oldu.   Orman yangınlarının bir başka etkisi toplumun sivil toplum kuruluşları ile kurduğu ilişki üzerinde oldu. Yangınlar süresince sınıfta kalan sivil toplum örgütleri olduğu kadar, bu dönemde sınavı geçen ve toplumun takdirini kazanan birçok örgüt...

PARİS İKLİM ANLAŞMASI

Resim
  Adını Avrupa’nın en güzel şehirlerinden birisi olan Paris’ten alan son derece önemli uluslarararası bir anlaşma bulunuyor: kısaca Paris İklim Anlaşması olarak adlandırılan ve 2021 yılı itibarıyla 190’dan fazla ülkenin taraf olduğu bir anlaşmadan söz ediyoruz. Anlaşma, adını Paris’ten alıyor, çünkü bu anlaşmanın metni 2015 yılı Aralık ayında bu şehirde yazıldı ve imzalandı. Anlaşma son derece önemli, çünkü anlaşmanın günümüzün en önemli sorunu olan iklim krizine müdahale edilebilmesi, küresel ortalama sıcaklık artışının 1.5 derece ile sınırlandırılması, krize yönelik adaptasyon yeteneklerimizin arttırılması ve bu alanda finansman akışının yönetilmesi gibi son derece önemli hedefleri bulunuyor. 47 sivil toplum kuruluşunun bu anlaşma ile ilgili hazırladığı bir broşüre göre, Paris İklim Anlaşması küresel iklim krizi karşısında bize sihirli bir değnek sunmuyor, ancak küresel iklim eylemi için uluslararası işbirliğini tesis eden ve bu ölçekte olan elimizdeki tek araç (1).   Bu a...

GİZLİLİK

Resim
    Hepimizin diline pelesenk olan cümlelerden biri de “artık hayatımız dijitalleşti”. Dijitalleşme kuşkusuz ki pandemi öncesinde de şirketlerin, markaların ve tüketicilerin gündeminde olan bir gelişmeydi, ancak pandemi ile birlikte şirketler için var kalma savaşında önemli bir savunma mekanizması işlevi gördü. Bunun sonucunda da şirketlerin bu dönem içinde dijitalleşme alanında yaptıkları yatırımlar hız ve derinlik kazandı. Tüketiciler arasında da son derece farklı motivasyonların etkisiyle dijitalleşme süreci yakın dönemde ivmelendi.   Ancak, dijitalleşme konusunda henüz yolu tamamlamadık, hem şirketlerin hem de tüketicilerin değerlendirmelerine göre dijitalleşme konusunda daha gidecek uzun bir yolumuz var. Bu yolculuk sırasında tüketicilerin dijitalleşme yolculuğunda kurumlardan ve şirketlerden önemli beklentileri bulunuyor. Tüketicilere göre dijitalleşmenin öncelikli alemeti farikaları dijital ürün ve hizmetlerin “teknolojik ve yenilikçi olması”, “kolay kullanıl...

ARAŞTIRMA SEKTÖRÜ

Resim
  Türkiye Araştırmacılar Derneği (TÜAD) her yıl olduğu gibi bu yıl da geçmiş yılın değerlendirmelerini içeren Sektör Büyüklüğü Raporu’nu hazırladı ve geçtiğimiz haftalarda araştırma/ veri toplama şirketleri temsilcileriyle ve araştırma veren şirketlerle düzenlenen toplantılarda sonuçların ana başlıklarını paylaştı. Bu yazıda 2021 raporunda öne çıkan üç ana başlığı ele almak istiyorum.   Araştırma Sektörü Büyümüyor Türkiye araştırma sektörü, COVID 19 pandemisinin alt üst ettiği 2020’ye 2019 yılında 690.000.000 TL ciro gerçekleştirerek girmişti ve enflasyondan bağımsız olarak yüzde 8’lik bir büyüme gerçekleştirmişti. Enflasyonu göz önüne alacak olursak, sektör 2019 yılını yüzde 6 küçülerek kapatmıştı. Tüm diğer sektörlerde olduğu gibi, araştırma sektörü de 2020 yılını çok önemli darbeler alarak geçirdi ve yılı 726.850.000 TL ciro ile tamamladı. Sektör bu zorlu sene içinde kağıt üzerinde yüzde 5 büyümeyi başarmıştı, ancak enflasyon hesaba katıldığında durum daha dramati...

EĞİTİM

Resim
Eğitim, bugün Türkiye’nin en önemli sorunlarının başında gelen ve neredeyse kökleşmiş bir sorun alanı. Bu nedenle de dönemden ve günün popüler konularından bağımsız olarak her daim kamuoyunun hassasiyetle yaklaştığı konuların başında yer alıyor. Kamuoyunun ve fikir liderlerinin eğitim sorununun tanımı ve nedenselliği ile ilgili açıklamaları ve soruna dair çözüm önerileri bir yana, kamuoyundaki iki basit sorgulama bile toplumun konuya yönelik hassasiyetine ve beklentilerine dair çok şey söylüyor. Türkiye’de tüketicilerin sosyal sorumluluk projesi çerçevesinde şirketlerden beklentileri üç konu etrafında şekillenmektedir; yıllardır değişmez bir şekilde eğitim ve sağlık ile son yıllarda artan bir şekilde kadın sorunu. Eğitim ve sağlık aslında devlet tarafından üstlenilmesi gereken iki temel kamu görevidir. Toplum bu konu ile ilgili beklentilerini o denli karşılanamaz bulmaktadır ki, devletin yanı sıra özel sektörün de bu alandaki sorunlara çare olmasını beklemektedir. İşte tam da b...

VERİLER

Resim
  1926 yılında kurulan Türkiye İstatistik Kurumu, ülkemizin en yerleşik, en köklü kurumlarından birisi. Bugün bu kurum ekonomi, demografi, eğitim, adalet, teknoloji, kültür, sosyal yapı gibi alanlarda Türkiye’nin fotoğrafını çeken ve geleceğini öngören çalışmalar gerçekleştiriyor. TÜİK, ülkemizdeki en önemli bilgi üretim kuruluşlarından bir tanesi. Kuşkusuz ki, son dönemlerde kurumun yönetim yapısında meydana gelen hızlı ve sürekli değişimler, özellikle ekonomi alanında üretilen bilgilerin kamuoyunda çok tartışılması, alternatif bilgi üretim merkezlerinin ortaya çıkması, bazı konularda (ölüm istatistikleri gibi) verilerin açıklanmasının ötelenmesi kurumun itibarı üzerinde negatif etkilere sahip oldu. TÜİK Türkiye üzerine oldukça çok geniş bir alanda veri üretse de bu veri setinden özellikle enflasyon, işsizlik ve bir ölçüde de büyüme gibi rakamların kamuoyunun ilgi alanına girdiğini belirtmek gerekiyor. Diğer veriler daha çok uzmanların ilgi alanında. Geçtiğimiz yılın sonlarına d...

KAZANAN MARKALAR

Resim
KAZANAN MARKA OLMAK İÇİN NELER YAPMAK GEREKİYOR?   “Tüketiciler markalardan hızlı hareket edebilen, bu döneme has yenilikçi ürün ve hizmetler geliştirme gücüne sahip, endişe giderici ve iyi hissettiren, sorunlara çözüm sağlayan ve hayatın devamlılığına destek olacak bir rol üstlenmesini beklemektedir. Geleceğin başarılı markalarının mimarisinde bu özellikler bulunacak. ” Mart 2020’den itibaren yaşadığımız belirsizlik ve kaygı dolu günlerde tüketicilerin beklentileri ve öncelikleri de değişti. Araştırmalarla tüketicilerin nabzını tutan kuruluşlar bu değişime kolayca uyum sağladılar. Ülkemizin önce gelen araştırma kuruluşlarından Sia Insight’ın Genel Müdürü ve Kurucu Ortağı olan Hüseyin Tapınç’la pandemi döneminde ortaya çıkan tablo hakkında bir söyleşi gerçekleştirdik. “Markalar dünyası tüketici beklentilerini anlamada ve karşılamada sınıfta kaldı.” diyen Tapınç, başarılı markaların yaptıklarını araştırmalar ışığında Dünya okurları için özetledi.  Tüketici cephesinde neler de...