EĞİTİM
Eğitim, bugün Türkiye’nin en önemli sorunlarının başında gelen ve neredeyse kökleşmiş bir sorun alanı.
Bu nedenle de dönemden
ve günün popüler konularından bağımsız olarak her daim kamuoyunun hassasiyetle
yaklaştığı konuların başında yer alıyor.
Kamuoyunun ve fikir
liderlerinin eğitim sorununun tanımı ve nedenselliği ile ilgili açıklamaları ve
soruna dair çözüm önerileri bir yana, kamuoyundaki iki basit sorgulama bile
toplumun konuya yönelik hassasiyetine ve beklentilerine dair çok şey söylüyor.
Türkiye’de tüketicilerin
sosyal sorumluluk projesi çerçevesinde şirketlerden beklentileri üç konu
etrafında şekillenmektedir; yıllardır değişmez bir şekilde eğitim ve sağlık ile
son yıllarda artan bir şekilde kadın sorunu. Eğitim ve sağlık aslında devlet
tarafından üstlenilmesi gereken iki temel kamu görevidir. Toplum bu konu ile
ilgili beklentilerini o denli karşılanamaz bulmaktadır ki, devletin yanı sıra
özel sektörün de bu alandaki sorunlara çare olmasını beklemektedir.
İşte tam da bu nedenle,
toplumun hatırladığı sosyal sorumluluk projeleri sorgulandığında günümüzde bile
listenin başlarında üç unutulmaz eğitim projesi bulunmaktadır. Turkcell’in
Kardelenler, Doğan Vakfı’nın Baba Beni Okula Gönder ve sınırlı büyüklükte olsa da
Koç Holding’in Meslek Lisesi Memleket Meselesi projeleri kamuoyunun her dönem
hatırladığı sosyal sorumluluk projeleridir. Bu projelerin her birisi toplumun
eğitim konusundaki beklentilerinin zihinlerde nakşedilmiş sembolüdür.
Toplumun eğitim
konusundaki hassasiyeti pandemi nedeniyle daha da yoğunlaşmıştır ve beklentiler
sadece kaliteli bir eğitim sisteminin ötesine geçmiş, sürdürülebilir eğitim
sorunsalını da kapsayacak bir boyuta erişmiştir.
Bu yılın eğitim öğretim yılı yüz yüze eğitim ile başlamıştır, ancak okulların açık kalıp kalmayacağı, uzaktan eğitimin yarattığı tahribatın telafi edilmesi ve okullardaki vaka sayıları ile ilgili tedirginlikler sadece öğrencilerin, eğitmenlerin ve velilerin değil, toplumun tamamının endişelendiği konular arasında yer almaktadır.
Pandemi gölgesinde geçen
eğitim süreci ve bu dönemdeki beklentiler ve uygulamalar toplumun Milli Eğitim
Bakanlığı çalışmalarına yönelik değerlendirmelerine de oldukça ağır bir darbe
indirmiştir. Eğitim, Hükümet çalışmalarının yetersiz kaldığı konulardan
birisidir ve toplumun bakanlık çalışması ile ilgili değerlendirmeleri son
derece dikkat çekicidir (1).
İçinde bulunduğumuz
yılın Şubat ayında metropol illerinde yaşayan seçmenlerin yüzde 42’si dönemin Milli
Eğitim Bakanı’nı başarılı bulurken, bu oran Mayıs ayında yüzde 32’ye, Haziran
ayında yüzde 27’ye ve içinde bulunduğumuz Eylül ayında da yüzde 23’e dek
düşmüştür.
Milli Eğitim Bakanlığı’nın bakanlık çalışmalarına yönelik beğeni düzeyindeki bu erimeyi tersine çevirip, yeniden yükselişe geçmek için gündeme getireceği her hangi bir politikanın olup olmadığı ya da bu sorunu çözmeye yönelik çalışmalarının içeriği kamuoyunda merakla beklenmektedir.
(1) Sia Insight, Ekonomik Gündem Araştırması, üç büyük il
18-65 yaş grubu temsili minimum 400
tüketici ile CATI bilgi toplama yöntemi kullanarak görüşme.
Yorumlar
Yorum Gönder