ANAYASA
Türkiye’nin anayasa ile
kurduğu ilişkinin kökleri 1800’lü yılların başına kadar gider, ancak Cumhuriyet
dönemi olarak düşündüğümüzde ilk anayasa çalışmalarını 1921 yılından başlatmak
daha doğru olacaktır. O günden bugüne dek toplumun ve hatta cumhuriyetin anayasa
ile ilişkisi oldukça sorunludur. Doksan sekiz yıllık cumhuriyet tarihinde birçok
anayasayı ve anayasa değişikliğini bulmak mümkün. Bu tarih boyunca 1921, 1924,
1960 ve 1980 yıllarında kökten anayasa değişiklikleri yapılmış ve 1980
sonrasında da mevcut anayasa dört beş kez esaslı değişikliğe uğramıştır.
Kurucu Anayasa olarak
tanımlayabileceğimiz 1924 Anayasası sonrasında hayatımıza giren 1960 ve 1980
anayasalarının askeri darbelerin birer ürünü olduğu ve toplumda yarattıkları
sorunlar hepimizin malumu. Cumhuriyet, 1924 – 1960 yılları arasında uzunca bir
süre tek bir anayasa çerçevesinde yaşarken, 1960’dan günümüze dek gelirken bu
tarihe iki temel anayasa ve dört temel değişiklik sığıyor. Sayısal anlamda bu
kadar çok değişikliğin kendisi bile 1980 sonrasında sağlıklı bir sisteme sahip
olmadığımızın en önemli göstergesi.
Üstelik, 1980 Anayasası
içinde görünmekle birlikte 2017 yılında yapılan Anayasa değişikliği esasında
temelden bir yönetim değişikliğine işaret ediyor; kıl payı farkla
gerçekleştirilen bu değişiklikle (yüzde 51.4 evet ve yüzde 48.6 hayır) Cumhuriyet
parlamenter demokrasiden adı Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi olan başkanlık
sistemine geçiş yaptı.
Bu sistem uzunca bir
süre toplum tarafından ezici bir çoğunlukla olmasa da desteklendi ve hatta
pandeminin ilk dönemlerinde toplumun devlete yönelik yükselen beklentilerine
paralel olarak tarihinin en yüksek destek oranlarına ulaştı. Ancak, bugün
geldiğimiz noktada bu yılın Mart ayından itibaren dengeler değişti ve
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi toplumsal desteğini kaybetti. Toplumda bu
sistemden memnun olmayan seçmenlerin oranı memnun olan seçmenleri geçti.
Bu dönüşümün yaşandığı hemen hemen aynı dönemde yeni bir anayasa tartışması da gündeme geldi. Cumhur İttifakı üyeleri birer birer anayasa değişikliği üzerine olan çalışmalarını gündeme getirmeye başladılar. Sia Insight’ın metropol illerinde gerçekleştirdiği bir araştırmaya göre 2021 yılının Mart ayında seçmenlerin yüzde 44’ü anayasa değişikliği çalışmalarını onaylarken, yüzde 49’u da bu çalışmalara karşı çıkıyordu. Mayıs ayında bu duruş biraz daha netleşti ve anayasa değişikliğine karşı olanların oranı daha da yükseldi. Mayıs ayında metropollü seçmenlerin yüzde 39’u anayasa değişikliği çalışmalarına destek veriyor ve yüzde 55’i de karşı çıkıyor.
Anayasa değişikliğine en
çok karşı çıkan grup 35-44 yaş grubu ve üst sosyo-ekonomik sınıf mensubu
seçmenler. Gençler ve 45 yaş grubu üzeri seçmenler ile orta ve alt
sosyo-ekonomik sınıf mensupları ise anayasa değişikliğinin en büyük destekleyicileri.
Cumhur İttifakı
tarafından gündeme getirilen yeni anayasa çalışması toplumda bir karşılık
bulmamış görünüyor. Mevcut gündem nedeniyle önemini şimdilik kaybetse de bu
tartışmanın topluma, seçmene rağmen iktidar tarafından yeniden gündeme
getirilip getirilmeyeceğini önümüzdeki haftalarda göreceğiz.
Yorumlar
Yorum Gönder