SİYASET VE Z KUŞAĞI

Türkiye’de şu anda herkesin gözünün kulağının üzerinde olduğu toplumsal gruplar bulunuyor. İstanbul Sözleşmesi nedeniyle kadınlar ve LGBTİ gruplar ile sosyal ve siyasi tartışmaların odağında yer alan Z Kuşağı bu toplumsal grupların en başında yer alıyorlar.



Gözler Z Kuşağı’na çevrilir çevrilmez, Sia Insight Marketing Türkiye için İstanbul, Ankara ve İzmir illerinde 11 – 15 Temmuz 2020 tarihleri arasında bilgi toplama aşamasını da Kolektif Piyasa Araştırma ve Danışmanlık’ın yaptığı bir Z Kuşağı Araştırması gerçekleştirdi. Araştırmanın bilgi toplama aşaması online gerçekleştirildi ve çalışmaya üç büyük ilin 15-20 yaş grubunu temsil niteliğine sahip 421 genç katıldı.



Marketing Türkiye araştırma sonuçları ayrıntılı bir şekilde Eylül ayında okurları ile paylaşılacak, ancak öncesinde bu gençlerin toplumsal tartışmaların odağına gelmesine neden olan siyaset meselesine ve gençlerin siyaset ile ilişkisine çok da zaman kaybetmeden odaklanmak istiyorum. 

Bundan iki yıl önce 15-25 yaş grubunu içeren daha geniş bir gençlik kesiminde ve Türkiye genelinde gerçekleştirmiş olduğumuz ve sonrasında Fatoş Karahasan’ın Açılın Gençler Geliyor kitabında da yer alan Türkiye’de Gençlik: Çatışmadan Konformizme araştırmasını şu cümlelerle bitirmiştim: “15 – 24 yaş grubu gençlik kesimi bugünün Türkiye toplumunun birebir aynısını yeniden üretmektedir. Gençlik, ‘değişim’, ‘dönüşüm’ ya da ‘çatışma’ gibi kavramlardan ziyade ‘toplumsal yeniden üretim’ ile döneme damgasını vurmakta,  mevcut toplumsal düzenin devam etmesinin taşıyıcılığını üstlenmektedir”.



Aradan geçen iki yılda ve tamamen 2000 ve sonrasında doğan 15-20 yaş grubuna odaklanan bu yeni araştırma bize gençlik ile ilgili neler söylüyor? Z Kuşağı gençlerin sosyal kurumlar, siyaset ve siyasetçiler ile ilişkisi ne düzeyde? Gençler hangi siyasetçileri beğeniyorlar? Gençler kendilerini hangi siyasi kimlikler ile tanımlıyorlar?

Bu soruları yanıtlandırmaya gençlerin kendilerine yakıştırdığı sosyal ve siyasi kimlikler ile başlamak istiyorum.

 

Z Kuşağı ve Siyasi Kimlik

15-20 yaş grubuna mensup metropollü gençlerin yüzde 77’si kendilerini modern ve geri kalan yüzde 23’ü de muhafazakar olarak tanımlıyor.  

Gençlerin kendilerini siyaseten nasıl tanımladıklarına bakacak olursak da çok önemli bir bölümünün kendilerini Atatürkçü (yüzde 53) ve sonrasında da Türk Milliyetçisi (yüzde 30) olarak tanımladıklarını görüyoruz. Çoklu kimlik seçme şansının olduğu bu sorgulamada gençlerin yüzde 19’u kendisini İslamcı ve yüzde 11’i de Muhafazakar olarak nitelendiriyor. Yüzde 11’lik bir diğer gençlik kesimi de Sosyal Demokrat. Diğer siyasi kimlikler gençler arasında daha düşük oranlarda temsil edilirken, gençlerin yüzde 15’i kendisine herhangi bir kimlik yakıştırmıyor.  

 

Z Kuşağı, Mutluluk ve İyimserlik

15-20 yaş grubuna mensup metropollü gençlerin yüzde 52’si bugün hayatından memnun ve yüzde 37’si de geleceğine umutla bakıyor.

Bu gençlik kesiminin yüzde 43’ü de Türkiye’de yaşamaktan memnun. Bu oran kendisini Muhafazakar olarak nitelendirenlerde çarpıcı bir şekilde yüzde 74’e ve İslamcı olarak nitelendirenlerde de yüzde 80’lere kadar yükseliyor.

Z Kuşağı olarak tanımladığımız bu gençlik kesimi bugün mutsuz, umutsuz ve geleceğine de iyimser gözlerle bakmıyor. Toplumda kendisini iyi hissedenler özellikle Muhafazakar ve İslamcı gençler. Hem kendilerinin hem de ailelerinin geliri ile ilgili olarak endişe duyan, geleceğe karamsar bakan gençler özellikle Atatürkçü ve sosyal demokrat kimliği benimseyen gençler.


Z Kuşağı ve Güven

15-20 yaş grubuna mensup metropollü gençlerin sadece yüzde 8’i bugün tanımadığı herhangi bir insana güven duyabiliyor. Gelişmiş bir özgüvenin ve hatta yetişkinliğin göstergesi olan “yabancıya güven” zaten bizim topraklarımızın yabancısı olduğu bir duygu. 18 yaş ve üzeri toplumda yabancılara duyulan güven son derece sınırlı. Oysa bu oran Batı toplumlarında son derece yüksek oranlarda seyrediyor.

Gençlerin güvensizliği yabancı, tanımadık insanlarla sınırlı değil. 15-20 yaş grubu gençler Türkiye ekonomisine ve geleceğine de güvenle bakmıyor. Z Kuşağı gençlerin yalnızca yüzde 26’sı Türkiye ekonomisine güven duyuyor.



Son yıllarda Türkiye toplumunda gözlemlediğimiz sosyal kurumlara yönelik güven erozyonu bugünün gençlerini de etkisi altına almış durumda bulunuyor. Z Kuşağı gençlerin sosyal kurumlara olan inancı son derece zayıf. Gençlerin en çok güvendiği dört kurum ordu (yüzde 61), emniyet (yüzde 61), devlet üniversiteleri (yüzde 58) ve devlet hastaneleri (yüzde 55) olarak sıralanıyor. Güven sıralamasının en altında yer alan üç kurum da özel televizyon kanalları (yüzde 16), internet gazeteleri (yüzde 16) ve gazeteler (yüzde 15).

Devlet okulları gençlerin yüzde 46’sının, Cumhurbaşkanlığı yüzde 43’ünün, mahkemeler yüzde 36’sının ve Meclis de yüzde 35’inin güvenini kazanmış toplumsal kurumlar olarak sıralamanın ortalarında yer alıyorlar.

Z Kuşağı gençlik toplumla ve toplumsal kurumlarla güven nosyonundan yoksun olarak ilişki kuruyor. Bu güvensizlik Türkiye’nin geleceğine dair son derece güçlü uyarı mesajları veriyor. 

 

Z Kuşağı ve Siyaset 

Daha önce gerçekleştirilen birçok araştırmanın da gösterdiği gibi, 15-20 yaş grubu gençler ne Türkiye’deki ne de dünyadaki gündemi yakından takip ediyorlar ve genel olarak siyasetle de son derece mesafeli bir ilişkileri bulunuyor.

Üç büyük ilde yaşayan Z Kuşağı gençlerin yüzde 15’i ülkedeki siyasi ve yüzde 14’ü de ekonomik gelişmeleri düzenli olarak takip ediyor. Gençlerin öncelikli haber kaynağı da sosyal medya (yüzde 72) ve bunu televizyon (yüzde 61) izliyor.

Bugün gençler arasında popülaritesi yüksek üç siyasetçi bulunuyor ve metropollü gençler bu siyasetçilere aynı oranda pozitif değerler atfediyorlar: Kemal Kılıçdaroğlu, Meral Akşener ve Recep Tayyip Erdoğan (sırasıyla; yüzde 38, 37 ve 35).


Gençlerin kendilerine yakın buldukları siyasetçi sıralaması ise son derece farklı. Öncelikle hemen altını çizmek gerekiyor ki, gençlerin yüzde 60’ı herhangi bir siyasetçiyi kendisine yakın bulmuyor. Gençlere seslenebilen, onları kucaklayabilen güçlü bir siyasetçi bugün yok.

Gençlerin kendilerine yakın bulduğu siyasetçi listesinin başında Recep Tayyip Erdoğan (yüzde 13) bulunuyor ve onu Ekrem İmamoğlu (yüzde 9) takip ediyor. Gençler nezdinde pozitif bir algıya sahip olan Meral Akşener gençlerin yüzde 3’ünün ve Kemal Kılıçdaroğlu da sadece yüzde 1’inin kendisine yakın bulduğu siyasetçiler.

Bugün bir seçim olsa, gençlerin üçte biri hangi siyasi partiye oy vereceği konusunda kararsız ve bu konuda netleşmiş bir düşüncesi yok. CHP ve AKP de birbirine yakın oranlarda gençlerin oy verebileceği siyasi partiler olarak karşımızda bulunuyor.

 

Z Kuşağı ve Siyasi Talepler 

Metropol illerinde yaşayan gençlerin yüzde 29’u Türkiye’de insanların fikirlerini özgürce söyleyebildiğine inanırken, geri kalan yüzde 71’i de bu anlamda bir fikir özgürlüğü bulunmadığını düşünüyor. Ülkede fikir özgürlüğü olduğuna inanan gençler de özellikle İslamcı (yüzde 48), Muhafazakar (yüzde 56) ve Ulusalcı (yüzde 57) gençler.

Gençlerin elinde bir güç olsa bugün en çok değiştirecekleri üç şey “adaletsizlik” (yüzde 13), “yoksulluk” (yüzde 12) ve “savaş” (yüzde 7) olarak sıralanıyor.


 

Son Söz  

Metropol illerinde yaşayan Z Kuşağı gençler bugün geleceğine umutla bakmayan, kötümser ve ülke geleceğinden emin olmayan bir kuşağı oluşturuyorlar. Toplum ve toplumsal kurumlar ile kurulan ilişki güvenden yoksun temeller üzerine inşa ediliyor ve bu durum gerek bireyler arasında gerekse kurumlarla kurulan ilişkide formel ilişki ağlarından ziyade enformel ilişkilere ve hatta etik dışı, illegal ilişki biçimlerine kapı aralıyor. Küçük bir yüzdesel değerle de olsa Alaattin Çakıcı’nın gençlerin idolleri arasına girmiş olması bunun en önemli kanıtı.

Toplumda görülen etik değerlerin erozyona uğraması ve kurumlardan umudunu kesme, sosyal kurumlara güvensizlik gerçekliği Z kuşağı gençlere de bire bir sirayet etmiş durumda bulunuyor. Gençlerin adalet isteğini bir de bu gözle okumak gerekiyor.

Bugünün gençlerinin en önemli yoksunluklarından birisi de özgürlük. Gençler bugün Türkiye’de fikirlerin özgürce ifade edilemediğine inanıyor ve sosyal medyanın regüle edilmesi, kısıtlanması gibi uygulamalara son derece sert bir şekilde karşı çıkıyorlar. Rap müziğine yönelme bu konudaki en önemli göstergelerden birisi.

Bugünün Z kuşağı gençlerine hitap edebilecek, onları anlayıp cezbedebilecek bir siyasi kurum ya da siyasetçi bulunmuyor. Gençlerin yüzde 60’ının kendilerini yakın hissettikleri bir siyasetçi yok. Bununla birlikte, listenin başında Recep Tayyip Erdoğan yer alıyor ve CHP ile AKP Z Kuşağı gençleri bir birine yakın oranlarda cezbediyor.

Z Kuşağı gençlerin toplumla ve gelecekle kurdukları ilişkiyi sahip oldukları siyasi kimlik derinden belirliyor. Muhafazakar ve İslamcı gençlerin Türkiye deneyimi ve algısı ile Atatürkçü ve Sosyal Demokrat gençlerin deneyim ve algısı son derece farklı. Metropol illeri gençliği hayatı bu fay hattı üzerinde yaşıyorlar ve geleceğe taşıyorlar.




Bu yazı ilk kez 03 Ağustos 2020 tarihinde Marketing Türkiye'de yayınlandı.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

FUCK... WILL

YAEFOBİ VE BİR NEFRET OBJESİ OLARAK SEZEN AKSU

SİGARAMIN DUMANINA SARSAM …

"SALYANGOZ" ÜZERİNE (*)

ARAŞTIRMA SEKTÖRÜ

BODRUM

İRONİK BİR SEÇİM

NÜFUS

KONUŞAN MARKALAR

VEGANİZM