ETHOS
Popüler kültür ve
popüler kültür ürünleri bizi bize en iyi anlatan eserler; herkese kolayca
ulaşan, herkes tarafından kolayca tüketilebilen. Geçmişimizi, bugünümüzü ve
geleceğimizi bugünün şarkılarında, filmlerinde, dizilerinde, kitaplarında,
reklamlarında ve fotoğraflarında yakalamak mümkün. Adı üstünde, popüler olanın,
gelip geçici olanın üretim alanı. Popülerden kalıcı olana geçebilenler de son
derece sınırlı.
Popüler kültür bir
üretim olduğu kadar aynı zamanda toplumsal anlamda yeniden üretimin de en
önemli kalelerinden birisi. Toplumsal değerler, normlar, inançlar, roller,
davranış kodları, toplum ile ilintili her şey popüler kültür içinde yeniden
üretiliyor, yeniden dolaşıma sokuluyor.
Popüler kültür dönüştürücü
olduğu ya da dönüşüm için bir platform sunduğu sürece ilerici, hatta zaman
zaman devrimci; yeniden üretime hizmet ettiği sürece de muhafazakar.
Bugünlerde bizi bizden
alan bir popüler kültür ürünü var: Bir Başkadır. Uzun zamandır gündemimizi
meşgul eden COVID 19, ekonomik kriz, deprem, işsizlik ve enflasyon gibi
meselelere bir an için es vermiş gibi duruyoruz. Günlük konuşmalarımızda bir
diziye yer veriyoruz. Hayat içinde bir anlığına bir nefes aldık. Son derece
karamsar ve koyu bir gündemin perdesini yırtarak dikkatleri üzerine çekti Bir
Başkadır. Hiçbir konuda başarılı olmadıysa bile, dizi, bu anlamda son derece
başarılı oldu. Günlük konuşmalarımıza damga vurdu, günlük hayattaki etki gücü
son derece büyük oldu. Uzun zamandır toplumu bu kadar etkileyen bir dizi
gündeme gelmedi.
Bir Başkadır Netflix
tarafından yurtdışında Ethos ismiyle gösterime sokuldu. Ethos, bir topluluğu,
cemaati ya da ideolojiyi karakterize eden yol gösterici inançları ve idealleri
tanımlamak için kullanılan “karakter” anlamına gelen Yunanca bir kelime. Ethos
bugünkü güncel kullanımında bir kişinin, bir toplumun, bir kurumun, bir
kültürün ya da bir sosyal hareketin karakterini, doğasını, temel niteliklerini
tanımlayan özelliklere işaret ediyor. Ethos aynı zamanda Ethikos (etik)
kelimesinin de köklerine şekil veriyor. Etik, doğulan toprakların ürünü olan
bir değerler sistemi demek, Ethos’a ait olan.
Dizinin temasını,
karakterlerini, anlatım dilini Ethos kelimesinden daha iyi ifade edebilecek bir
başka derin sözcük daha yoktur herhalde. Orada “Ethos”, bizde “Bir Başkadır”. Aslında
ne kadar etkileyici ve mesaj yüklü bir isimlendirme, bu bile başlı başına bir
yazı konusu.
Bu yazı Bir Başka’dır dizisini çözümlemeyi hedefleyen bir yazı değil. Dizinin yanına girdiği 12 Kasım’dan bu yana onlarca yazı bu hedefle medyada ve sosyal medyada yer aldı. Dizi üzerine söyleşiler yapıldı. Bence dizinin ikinci önemli başarısı da budur.
Bir Başkadır bir çok entelektüeli,
sosyal bilimciyi, gazeteciyi ve iletişimciyi harekete geçirdi ve herkes dizi
üzerine konuşmaya ve özellikle de yazmaya başladı. Kendisi tüketim metası olan bir
dizi onlarca kişi için bir üretim materyali oldu. Bir Başkadır sosyolojik düzlemde
toplumun kendini yeniden üretmesinde bir arena oldu, toplumun entelektüel hazinesinin
derinleşmesine bir vesile sundu.
Bu derinleşmenin ayrılmaz bir parçası olarak bir yandan dizide öte yandan da dizi üzerine yazılan yazılarda kendimizi, toplumumuzu, toplumdaki farklı grupları yeniden düşünmek, değerlendirmek, anlamak, duygularımızı yeniden tartmak için de bir şans elde ettik. Dizinin üçüncü başarısı da budur, bu şansı bize sunmasıdır.
Berkun Oya bir sosyolog
değil, bir belgeselci değil; ama bir sosyolog titizliğinde ve adeta bir
belgesel çeker gibi bizi bizle yüzleştiren ve bize karanlık yanlarımızı
hatırlatan son derece başarılı bir çalışmaya imza atmış.
Türkiye’nin en önemli
sorunlarından birisi hem bireysel hem de toplumsal düzeyde yüzleşme kültüründen
son derece uzak olmasıdır. Biz yüzleşmelerden kaçınan bir toplumuz, yüzleşmeden
kaçan bir siyasi yapımız ve kültürümüz var. Dizi bize yüzleşmenin önemini ve
tedavi edici yönünü gösteriyor. Dizinin dördüncü başarısı da bu, yüzleşme
konusunu toplumsal gündeme taşıması ve bilinçaltımızı dürtmesi.
Bir Başkadır son derece
başarılı bir dizi; keyifle izleyelim ve üzerine konuşalım, sohbet edelim,
yazalım. Bu hepimize iyi geliyor.
Bu yazı 19 Kasım 2020 tarihinde Gazete Pencere'de yayınlanmıştır
Yorumlar
Yorum Gönder